Yutmi

Nepal’in köylerinde 6 kadın ve keçiler…

Kasım 07 2012

Yanağımda Nepalli küçük kızın öpücüğüyle otele döndüğümde Yogi ve Yogini’ler yogalarını bitirmiş, kahvaltıya geçmişlerdi. Hepsi son derece enerjik ve pırıl pırıl görünüyorlardı. Bugün Nepal’e uyandığımız ilk gündü. Programda iki alternatif vardı. Biri Katmandu’yu gezmek, diğeri de daha önce Nepal’i görenler için köylerden geçen bir trekinge katılmak. Aynı anda her ikisinde de olabilsem keşke ama ne mümkün… Ne yapacağım, hangisini seçeceğimin paniğini dün akşam yaşadığım için bu sabah rahattım. Sayfanın devamını oku »

Dünyanın çatısına yolculuk ve yolda bir öpücük…

Kasım 03 2012

Nepal-Tibet yolları dün sabah itibariyle geride kaldı. Hoşgeldin diyen soruyor; “Yutmoğraf’a baktık ses seda yok, nerede fotoğraflar?”. Dün dışarıda bir dolu koşuşturmacanın ardından kartlardaki fotoğrafları bilgisayara ancak indirebildim. Uykusuzluksa cabası…. İlk olarak Nepal’ı ayıklayıp grupladım.

Akşamın şu saatlerinde yol boyu tuttuğum notları bilgisayara geçirmek üzere masa başındayım. Muhtemelen sabahlayacağım… Ödül olarak bugün aldığım ve çok merak ettiğim bir kitabı koydum kendime. İlk bölümü bitirince o kitabı okumaya başlayacağım 🙂  Kitap mı? Adı Momo. Hele bir başlayalım anlatmaya… Sayfanın devamını oku »

Kasım Ayı Şarkısı… Tarçınlı-Cevizli Kek…

Kasım 01 2012

Hani yaptığınız işe çok yoğunlaştığınız anlar vardır ve hiç bir şey duymazsınız… İşinizden başka bir şey görmez gözünüz. Ve tam da o an, kulağınıza kaçıveren bir kaç nota, tıpkı fırından yeni çıkmış tarçınlı-cevizli bir kekin kokusu gibi çekiverir sizi kendine… İşte öyle bir şey… “Özgür bu çalan ne?” “EZ3kiel”. MUHTEŞEM !

Dinlerken uçuyormuşum gibi hissettim. Ve etrafımda ışıklar saçarak uçuşan onlarca, yüzlerce, binlerce rengarenk yaratık ve karanlığı süzülerek yaran bir ışık… Siz de dinlemek ister misiniz?

http://www.youtube.com/watch?v=UTltJw3ZlaA

EZ3kiel’i merak edenler için; Sayfanın devamını oku »

Ben yokken…

Ekim 23 2012

Bir ay önce penceremde gün batarken dinlediğim bu müziği tuttum kendimi ve hemen göndermedim. Yokluğumda sürpriz olsun istedim… Oysa hemen, o anda paylaşmalıyım, huyum kurusun… Umarım iyi ki saklamışımdır 🙂  Madredeus-Adeus

 


 

Saatler kala…

Ekim 19 2012

Saatler kaldı artık gitmeye. Giriş cümlesine bakan da uzaya gidiyorum sanır 🙂 Daha doğrusu yazdıktan sonra bana öyle geldi birden ve güldüm işte 🙂 Neyse ne diyordum, saatler kaldı gitmeye ve sağolsun güle güle demeye gelen, arayan ve yazan arkadaşlar dostlar oldu. Bir arkadaşımın uğurlama yazısına verdiğim yanıtı sizlerle paylaşmak istedim. Aslında dönüşte yazı dizisinin başına koyarım diye düşündüm bir an ama vazgeçtim. Ve saatler kala bilgisayar başındayım… Yazımı paylaşıp gideceğim. Sonra yol boyu düşüneceğim bir konu olacak sanırım ve yazmaya devam edeceğim. Ama gittiğim yer beni neye dönüştürür, bu düşünceler uçar mı kalır mı bilemedim. Onun için işte, yazıyorum… Sayfanın devamını oku »