Yutmi

KELEBEKLER UÇUŞMASIN MI?

 

Yazmak dışında yol, çözüm, hayat yoktu. Yazmaya başlar başlamaz uzakta duran şeylerin kaç kez yakınlaştığına tanık olmuştum. Yazmaya başlar başlamaz boğazımdaki düğümlerin çözüldüğüne kaç kez şaşırmıştım. Uykum bölündüğünde kaç kez kaleme kağıda sarılıp sabaha kadar yazmayı denemiştim. Unutmak mı hatırlamak mı diye ikilemde kaldığımda yazımın aslında o ikilemi çoktan çözdüğünü anlamıştım. Kalemi açmak için ya da zihnimi açmak için uğraşırken aslında yazımın kendi kendine açılmasını izlemiştim. Benliğimden fırlayan kelebekleri gören kaç kişiydik bilmiyorum ama kelebek narinliğinde, renkliliğinde, zarifliğinde olanların yanımda olduğunu anlıyordum. Kelebeklerden gözün gözü göremediği anlar yaşıyorduk birlikte. Düşüyor ve yaralanıyorduk ama bütün düşüşlerimiz ve yaralarımız kelebekler yüzünden olsun diyebilecek kadar çok seviyorduk onları. Yazmasam kelebekler görünmez olacaktı. Kelebek fırtınasını, kelebek yağmurunu, kelebek baharını yaşayamayacaktık. Yazarken kulağımın üzerinde ve saçlarımın arasında dolaşan kelebeklerin bir bildiği var mı bilmiyorum ama yakında kelebek dilini öğreneceğim ve onlara sorular soracağım. Kelebekçe öğrenmek kolay diyorlar. Sen ne dersin Başak? Bence her yabancı dil gibi onun da kendine özgü zorlukları vardır ama ben vazgeçmeyeceğim.

Yasemin Şenyurt

 

 

 

Yorum Yazın