Yutmi

O III III

Ekim 31 2019

İki günlük koşturmacanın ve bir süredir devam eden kafa karışıklığının yarattığı yoğun baş ağrısına rağmen, sabah, halkımızın mesai saatinden önce koştum hana…

Bilgisayarın başına geçtiğimde bir süredir böylesi bir heyecandan uzak kaldığımı farkettim. Böylesinden kastım; fotoğraf… Yutmi halimi bildiği için sitem etsin mi etmesin mi bilemiyor tabii… Onu ne kadar çok sevdiğimi ve değer verdiğimi biliyor neyse ki de bir sorun yaşamıyoruz. Bir de mesaisiz hayata -bunca geçen yıla rağmen- daha yeni yeni adapte oluyorum, sanırım onun da getirdiği bir değişik adaptasyon süreci içindeyim. Alışmışız yıllarca cumartesi dahil her gün aynı saatlerde -hatta bazen daha da uzun- benzer dünya işlerine koşturmaya… bu özgürlükler diyarında -hele bir de yapacak ne kadar çok şey olduğunu görebiliyorsa insan- zamanı neye nasıl yetireceğini bilemez hale geliyor bazen…

Bu kadar lafı, konuyu Eskişehir’deki O III III müzesine getirmek için etmedim tabii ki… içimde tutamadığım için ettim. Ama bu yazının ana konusu işte bu müze… 28-29 Ekimde Eskişehir’deydim. Van ekibinden bir kaç arkadaş, yine Mehtap’ın ayartmasıyla Eskişehire gitiik. İyi ki de gitmişiz…

Önce size O III III’un açılımını söyleyeyim; Odunpazarı Modern Müze. III, M’ye karşılık geliyor. Yani OMM’nin modernize edilmiş hali  🙂 Eylül ayının başında açılmış. Yani oldukça yeni. Çok da güzel ve gerçekten de modern. Eskişehir’e ve ülkemize daha da çok güzellikler getirmesi dileğiyle… Güzellikler görecelidir tabii ama ben kendi estetik anlayışım ve mesleki bakış açımla çok beğendiğimi söyleyebilirim. Binada kullanılan ahşap, içinde yer alndığı bölge ile çok bütünleşmiş. Hatta bazı çok özel kareler var ki herkes farklı okuma yapabilir. Benim tüm okumalarım olumlu yönde oldu. Zıtların birlikteliği dahil…

Eskişehir’e en son 2013’de gitmişim. Aradan geçen zamanda eski yapılanların korunduğunu, yeniliklerin olduğunu, belki 29 Ekim olması nedeniyle bilemiyorum ama ziyaretçisinin de arttığını gözlemledim. Bir çok yerde çalışan gençler olduğunu, bu gençlerin güler yüzlü, içten ve hepsinden önemlisi mutlu olduğunu gözlemledim ki bu çok değerli. Umarım gözlemlerimde yanılmıyorumdur. Günümüz Eskişehir’inin mimarı Yılmaz Büyükerşen. OMM’nun kurucusu ise Erol Tabanca.

Fotoğraflarda mimariye fazla yer verdim. Hoşgörünüze sığınarak meslektaşlarıma biraz iltimas geçtim. Bir de Japon ve Koreli sanatçıların eserlerine bayıldığım için fazla yer verdim. Bambu ustası Tanabe Chikuunsai IV ’ün müzeye özel ürettiği enstalasyon çalışması inanılmaz. Bir de Marshmallow Laser Feast ’in Türkiye’de ilk kez sunduğu çok algılı etkileyici sanal gerçeklik deneyimi de muhteşemdi. Hani şu özel bir gözlükle 3 boyutlu bir dünyaya geçiyorsunuz ya… İşte onunla bir ağacın oluşumunun sanatsal bir sunumunu izledim ama onu burada anlatmam gerçekten imkansız. Bir nevi dalış yapmak gibiydi… Bununla ne demek istediğimi de ancak dalgıç arkadaşlar eğer bu gösteriyi izlerse anlayabilir.

Ve bir de çocuklar… Onların eserler ve müze ile ilişkisi de çok ilgimi çekti. Müze görevlileri gençlerden oluşuyordu ve çok güzeryüzlü ve ilgiliydiler. Bu insanı ne kadar mutlu eden birşeymiş… Biraz ilgi, biraz güleryüz, biraz özen… İnsan olduğunuzu hatırlatan şeyler… İnanın bir ara kendimi köyden şehire gelmiş gibi hissettim. Ankara, Eskişehir’in yanında köy gibi kaldı. Koca sevimsiz binaları, zevksiz ve görgüsüz saatleri ve şehir kapıları, betonun yeşili yokettiği, trafiğin insanı sinir ettiği, insanlarının mutsuz ve gergin olduğu koskoca bir köyde yaşıyormuşuz gibi geldi. Köy bile değil… Bu da köye hakaret gibi oldu. Köy bile değil de peki ne? Neyse bu güzel şeylerin büyüsünü bozmayayım şimdi.

Aslında bu müzeyele ve Eskişehirle ilgili yeni izlenimlerimle ilgili yazacak daha çok şey var da onu da diğer bölüme bıraksam diyorum. Zira bu görüntüleri bir an önce sizlerle paylaşmak için yorgun ve uykusuz bir gün geçirdim.  Bence şimdilik bu kadar diyelim ve şu nefis müzenin tadını çıkartalım.

Bu bölümde bolca fotoğraf var. Eğer isterseniz, Fazıl Say’ın Kumru baladı, siz müzede dolaşırken size eşlik edecek. Bu beste bana sevgiyi, umudu, huzuru hissettiriyor tıpkı Eskişehir’de, Odunpazarı Modern Müzesi’nde dolaşırken hissettiğim gibi… Böyle güzellikler görmek ne kadar umut verici, besleyici, keyiflendirici. Başta Büyükerşen olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürler.

“O III III” için 9 Yorum

  1. Geçkin Gezgin Diyor ki:

    “Sevimsiz insanların yüzü birbirine benzer mi? – Do Unpleasant people share same features?” Guido Casaretto
    Nesnel olmayacak belki ama nedense ben yıllardır bu düşünceyle yaşadım… Benziyorlar be!..
    Çocuklara aşık oldum!.. O ne güzel bir özgürlük!..
    Bu güzel ortamı yaratan insanların ellerinden öpüyorum…

  2. Yücel Büyükbaş Diyor ki:

    Merhaba Başak,
    Sabah sabah heyecanla izledim. Çok iyi geldi. Ellerine ve yüreğine sağlık. Müzeyle ilgili senin gözünden bize aktardığın görsellerle müze hakkında biraz fikir sahibi oldum. Bu güzel mekanı en kısa zamanda görmek gerektiğini düşünüyorum. Tekrar teşekkürler. Görüşmek dileğiyle..Sevgiler.. Yücel Büyükbaş

  3. Ayşegül :) Diyor ki:

    Daha o kadar yeni konuştuk ki bu müzeye gitmeyi, şimdi kesinlikle gideceğim, Kasım’a planlamıştık biz de. Harika imiş gerçekten, Ellerine sağlık Başak Hocam 🙂

  4. Selmin Diyor ki:

    Çok güzeldi Eskişehir hallerimiz…

  5. Sema Diyor ki:

    Çok güzel, çok etkileyici… Eline gözüne sağlık Başak Hocam!

  6. sevim Diyor ki:

    Evet be Başak’cığım! Nerelerdesin kaç zamandır? Çok ara verdin çok. Bir daha olmasın! İlk iş bir Eskişehir grubu ayarlayıp gitmek olacak… Resimlerin ve yakaladıkların ve belli k müze çok güzel. Teşekkürler.

  7. Hamide Diyor ki:

    Başak her zamanki gibi yine çok güzel anlatmışsın, göstermişsin, ellerine sağlık, çok teşekkürler. Başka gezilerde görüşmek dileğiyle, sevgiler.

  8. Meral Diyor ki:

    Bende geçtiğimiz hafta sonu Eskişehir’e gittim. Hepimiz çok etkilendik. Gerçekten Eskişehir Ankara’ya kıyasla daha güzel, daha düzenli, insana özen gösteren bir şehir. Hele müze, enfes….
    Görüşmek dileğiyle….

  9. MAHMUT Diyor ki:

    Yine keyifle okudum ve izledim fotoğrafları. Eline sağlık. Senin penceren den bakmak çok farklı. Teşekkürler.

Yorum Yazın