Yutmi

Çamaşır Makinesi ve Aşk

60’lı yılların çocuğuyum. Çoğumuzun evinde çamaşır leğende yıkanırdı. Beyazlar kazanda kaynatılır, sodalara atılır v.s..

Sonra merdaneli, daha sonra da sıkmalı makineler yavaş yavaş girdi evlerimize. Yıkandılar,sıkıldılar, asıldılar, kurutuldular, ütülendiler ve giyildiler. Bir bakıyorum da o zamanlara, şimdinin markaları hiç yokmuş.

TAÇ, MAVİ, HOME-ART, BEYMEN, VAKKO, LINENS…vs…

Eee..bizimkiler neyi çitiliyorlardı onca zaman? Hayatlarını.

Beyaz yorgan örtülerini, yastık kılıflarını, gömlekleri. O zamanlarda ülkemde çok renk yoktu kumaş adına ama başka renkler vardı.

Şimdinin çamaşır makinelerine bakıyorum:

Kısa program: Hemen sevişelim git!

Hassas program: Aman kimse duymasın!

Uzun program: Daha vaktimiz var!

Buhar programı: Nerden geldiğim belli olmasın!

Sıkıyorsa aşkı bir leğende çitileyeceksin. Gerek var mı? Bana sorarsan yok. Atarsın 20 programlı bir makineye, içeriden kapağı kapatabilen, kendi programını seçer. Dışarıya çıkabilirse tabe…

 

Yorum Yazın