Yüzünde ne pudra ne boya
Belki biliyorsunuz, belki bilmiyorsunuz ama ben yeni öğrendiğime göre benim gibi bilmeyen de olabilir, işte onun için paylaşmak istedim. Sayfanın devamını oku »
Belki biliyorsunuz, belki bilmiyorsunuz ama ben yeni öğrendiğime göre benim gibi bilmeyen de olabilir, işte onun için paylaşmak istedim. Sayfanın devamını oku »
Bu hayatta iz bırakan insanlar var. Bildiklerimiz var, bilmediklerimiz, eksik bildiklerimiz var. Eksikler tamamlandığında başka anlamlar kazananlar var. Bu hafta üç biyografik film izledim. Biyografik filmleri seviyorum. Halis, Begüm Karataş ve atları Bold Pilot’ı konu alan “Şampiyon”, Müslüm Gürses’in hayatını anlatan “Müslüm” ve Freddy Mercury ile Queen grubunu anlatan “Bohemian Rhapsody”. Üç filmi de izlemenizi öneririm. At yarışları, arabesk ve rock… Bambaşka kulvarlar, bambaşka hayatlar. Benim ilgi alanıma girdi mi? Sayfanın devamını oku »
“Niye çekiyorsun buraları, buralar güzel değil ki” dedi bir teyze. “Git kalenin oraları çek, oralar daha güzel”. “Ama bunlar da gerçek” dedim.
Hatay’dan döneli üç hafta bile olmadı ama peşi sıra gelen Kapadokya çekimleri, Cermodern’deki sergiler derken Ankara Kalesi’ndeki gecekonduların üzerine Servet Abi’min verdiği metal talaşları da eklenince -ve de yanımda Yutmi Cunyır da olunca- oldu olanlar… Yazılacak yazılar ve düzenlenecek koca bir fotoğraf yığınının içinde kalakaldım. İşte bunun için Antakya’nın ikinci bölümünü yazmaya ancak başlayabildim.
Neyse ki ilk yazıyı kotarmıştım. :)) Bu giriş biraz “sevgili günlük” tadında oldu ama olsun, alışmışsınızdır artık bu hallerime. Zaten Yutmograf biraz da öyle bir yer benim için. Herkese açık günlük “gibi”. :)) Sayfanın devamını oku »