Senenin ilk filmini, senenin ilk günü izledim. Filmin adı “AŞK”. Yönetmen Michael Haneke. Başrol oyuncuları Jean Louis ve Emmanuelle Riva… Bu üç ismin altını çize çize yazmak istiyorum çünkü her biri, benim hayatımın bu döneminde benim için birer öğretmen, birer yol gösterici ve onaylayıcı oldu. Filmin -konusu ve zamanı itibariyle- karşıma çıkışı beni ciddi anlamda şaşırttı. Bu filmi 3 ay önce izlemiş olsaydım bambaşka duygularla ve bambaşka düşüncelerle izleyecektim. Çünkü tam üç aydır, bu filmde yaşananlar, benim de çok ama çok yakınımda yaşanıyor. Hem de bire bir… Olay aynı ama, yaşanalar, yaşayanlar, ve yaklaşımlar çok farklı. İşte bu yüzden ben bu filmi bir film izler gibi değil, bir dersi dinler gibi dinledim ve izledim… Evrenin öyle güzel mesajları var ki biz insanlara, keşke hepimiz bu mesajları görme duyargalarına sahip olabilsek… Sayfanın devamını oku »
Dünle beraber gitti cancağızım. Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…
Yutmi bu yıl bir yılbaşı partisi yapalım diye tutturdu. Kıyamet kopmadı ya bizimkinin keyfi yerine geldi 🙂 Hepiniz davetlisiniz, her şey serbest! Bize katılmak isteyenleri buradan alalım lütfen; Sayfanın devamını oku »
Nasıl oldu bilmiyorum ama en uzun gezi yazısı bu oldu. Ya yaşlandıkça çenem düşüyor ya da bu işte bir iş var… Hayırlısı… Bugün 27 Aralık (Atatürk’ün Ankara’ya gelişi) yılın bitmesine 4 gün kaldı… 2012 bitmeden evime dönme telaşı içinde oturdum bilgisayarımın başına.
İlk defa bir gezi yazısını bu kadar uzun bir zamana yaydım. Yazı uzayıp araya zaman girdikçe neşemi ve ilgimi kaybetmeyecek anıları hatırlamaya da çaba gösteriyorum. Örneğin bu bölümde 6. Dalai Lama var 🙂