Eylül Ayı Şarkısı…
Şimdi müziği dinleyin. Hikayesi altta… Yalancı küçük tepeciklerde saklı 🙂
Lal Gece…
Kenetlenmiş küçük ellerin tırnaksız, kırmızı ojeli parmakları birbirini ovuştururken, benim de nefes almam gittikçe zorlaşıyordu. Gelinliği ile yatağın üzerine oturmuş korku ve kaygı ile bekleyen küçük kızın duygusu tüm bedenimi ele geçirmiş, sanki o küçük kırmızı ojeli parmakların arasında sıktığı benim boğazım olmuştu… Sayfanın devamını oku »
Küçük Yalancı Tepecikler…
Ilgaz Anadolu’nun sen yüce bir dağısın… Telefonuma gelen bu mesajda, küçük kara keçim de bu yürüyüşe geleceğini söylüyordu. Öğrendiğimde öyle mutlu oldum ki 🙂 Dağlara keçisiz çıkılır mı? Çıkılmaz tabii. 🙂
Yiğidim, Aslanım…
“Sana tüm şiirlerimi banda kaydedeceğim. Yaşamımın tüm sesi seninle kalsın…
Sonra Türkiye’ye de ver bu sesi. Bizim barışmamız ölümümden sonra olacak. Ülkeme dönmek için ölmek zorundayım.”
Nazım’dan Vera’ya…
“Bu kaydı çok iyi saklayın, aman ha!”
Bu sözlerin sahibi olan Bedri Rahmi’nin, oğlu Mehmet ve gelini Hughette’e vasiyet ettiği kayıttaki ses Nâzım Hikmet’e ait. 25 Nisan 1961’de o günlerin teknolojisiyle doldurulan bir makara bantta tam elli yıl bekledikten sonra, Büyük İnsanlık-Kendi Sesinden Şiirler ile Nâzım Hikmet ülkesine sesiyle geri dönüyor.
Kitabın kapağı üzerinde elim gezinirken içimde birşeyler kıpırdamaya başlamıştı bile. Herşey öyle tanıdık, öyle bildik, öyle yakındı ki… Eskidikçe daha da değerlenen her yakınlık, hep heyecanladırmıştır beni. Sayfanın devamını oku »