Mayıs
05
2005
“Elinizdeki kitap yitirdiğimiz değerlerin dökümünü yapıyor ve tüketim çağında kendimize bir ayna tutuyor.
Modern dünyada değer kayması hangi yana?..
Gençlik bu süreçte nasıl yetişiyor?…
Dünyanın doğasını tüketen salgın, insanın geleceğini de yok mu edecek?... “ Sayfanın devamını oku »
Kitap | Yorumlar »
Aralık
16
2004
Bugün bütün önemli işlerimi bitirdiğim için herkese laf yetiştirmeye başladım (patron valla işi aksatmıyorum bak fuar biletini takipteyim ama hala bana dönmediler )
Şimdi sevgili Aydan, sordun diye, kendi üzerime vazife edindim (niyeyse) söylüyorum, yoksa hiç böyle tehlikeli atış alanlarının içine girmek, bu tip yazılarda taraf(cinsiyet açısından) olmak gibi bir huyum yoktur. (Not: ayrıca taraf da olmayacağım) Sayfanın devamını oku »
Genel | Yorumlar »
Kasım
04
2004
Bir baris dinletisi….
Nusret Fisek’i anma etkinliklerinden biri dun duzenlenen baris konseriydi. Konser Cankaya Belediyesi Cagdas Sanatlar Galerisinin konser salonunda gerceklesti. Ben galeriye konser saatinden bir saat once gitmeyi planlamistim. Cunku galeride gezmeyi istedigim bir de fotograf sergisi vardi. Guzel bir sergiydi. Degisik konular ve tekniklerin kullanildigi yuzlerce fotograf vardi. Sergi de beni en cok etkileyen, Sayfanın devamını oku »
Deneme | Yorumlar »
Ekim
18
2004
Güzel sanatlar icinde heykel sanati, ozellikle de mermer heykeller ve onlarin hikayeleri beni hep farkli etkilemistir. Kilden, camurdan heykel yaparken sizi sinirlayan bir sey yoktur, malzemeyi ve hayal gücünü kullanmakta serbestsinizdir. Resim de oyle, seramik de…. Oysa mermerin bir heykeltirasin ellerinde canlanmasi beni hep buyulemistir.
Gecen aksam gece yarisi, TRT 2’de Michelangelo’nun eserleri ve hayat hikayesi ile ilgili bir programa takildim. Sayfanın devamını oku »
Deneme | Yorumlar »
Nisan
30
2004
Perşembe günleri Cumhuriyet’in kitap eki günüdür. Bu yüzden perşembe günlerini pek seviyorum. Cumhuriyet’in kitap ekini okumak çok keyifli geliyor bana. Tabii kitap okumayı seviyor ve edebiyattan zevk alıyorsanız… Burada kitap eleştirileri yapılır, yazarları ile kitapları hakkında söyleşiler olur, yeni çıkan kitaplar tanıtılır…
Ben de bunları okumayı çok seviyorum işte. Bu haftaki söyleşilerin biri de Erol Mütercim’in piyasaya yeni çıkan bir kitabı hakkındaydı. Kitabın adı “Kadınlar, gemiler, otomobiller” . Kitabın adı bana itici geldi ne yalan söyleyeyim. Bir kadın olarak, gemiler ve otomobillerle aynı başlık altında değerlendiriliyormuşum gibi geldi bir an, tuhafıma gitti… Belki de kadın hissiyatı ile davranıyorumdur… Ama kitabı okumadığım için olumsuz da düşünmek istemiyorum bir yandan.
Her neyse, söyleşiyi okumaya başladım. Yazar’ın, okura aktardığı, Eftal Dede’nin bir sözü ilgimi çekti. “Denizi tanımayan, hayatını teknede geçirmeyen bir adam kadını abrayamaz” diyordu Eftal Dede. İlk sorum “kim bu Eftal Dede?” oldu. Eftal Dede Şirket-i Hayriye vapurlarında kaptanmış. Şimdi söz biraz anlam kazanmıştı. Ama bu sefer “abramak” sözcüğüne takıldım. Bir denizcilik terimi olduğunu düşündüm. Yanılmamışım.
Enteresan geldi, yazdım… O kadar… Yorum mu? Yorumu hep beraber yapalım.
Deneme | 1 Yorum »