Agota Kristof ve Üçlemesi
Salı, Eylül 14th, 2010Yaklaşık iki yıldır Pazartesi günleri dört arkadaş bende toplanıp kitap okuyoruz. Genellikle felsefe okumaları yapıyoruz. Bir kitap belirliyoruz, içimizden biri -genellikle Necla Hanım- yüksek sesle bu kitabı okuyor, diğerleri dinliyor. Zaman aman okumayı kesip, üzerinde tartışıyoruz. Hem sohbet ediyor, hem fikir alışverişi yapıyor, hem de yeni şeyler öğreniyoruz. Sadece kitaba da bağlı kalmıyoruz tabii. Hayata dair ne varsa konuşacak, bize kapı açıyor bu okumalar. Şimdiye kadar, “Tilki İle Kirpi” ve Sponvil’in “Büyük Erdemler Risalesi” adlı kitapları okuduk. En son Candan’ın tavsiye ettiği, Agota Kristof’un yazdığı, “Büyük Defter”, “Kanıt” ve “Üçüncü Yalan” adlı roman üçlemesini okumaya karar verdik. İlk altmış sayfadan sonra, ben kitabı herkesin evde, kendisinin okumasını, daha sonra üzerinde konuşulmasını önerdim. İyi ki de öyle yapmışım. Zira kitap, insanı o kadar kendi içine, bazen de özeline götürebiliyor ki benim gibi biri için kesinlikle yalnız okunması gerekiyormuş.
Neden mi? (daha&helliip;)