Yutmi

Kimin İçin Felsefe

Ekim 16 2007

Bayramda Fethiye’deydik. 11 Kişilik dalış ekibimiz 3 günü tekne üzerinde hep birlikte uyum ve huzur içinde geçirdi. Benim ilk tekne konaklamalı dalış gezimdi ve müthiş keyif aldım. Sualtı kadar -belki de daha fazla- teknede geçirdiğim saatlerden de keyif aldım. Güvertede yıldızları seyrederek uymak, doğanın tüm güzelliklerini “Belle” müziği eşliğinde dinlemek, bu huzurlu ortamda insanı derin mavilikler kadar derinlere sürükleyen bir kitap okumak…

Bu yazımda gezi anılarına değil, bu okuduğum kitaba yer vermek istiyorum. Sizi sıkmamak için kitapta hoşuma giden bazı bölümlerden kısa alıntılar yapacağım. Belki de -ilginizi çekerse- izleyen günlerde bir dizi şeklinde bu kitapta beni etkileyen bölümleri sizlerle paylaşabilirim.

Kitabın adı; “Kimin İçin Felsefe” (Heyamola yayınları). Düşünmekten korkmayan, sorgulamaktan kaçmayan insanların ilgilenebileceğini düşündüğüm bu kitapta, Türkiye’nin filozofları, Kimin (N)için Felsefe konusunu aydınlatmaya çalışmışlar…

“Yüksel ki yerin bu yer değildir,

Dünyaya gelmek hüner değildir”

Namık Kemal

…….

Aslına bakarsanız bizim felsefe korkumuz düşünmekten kaynaklanmaktadır. Bu da hiç küçümseyemeyeceğimiz bir veri. Evet, bizde düşünme geleneği olmadığı için, düşünmeyi gerektiren konular, aynı zamanda korkmamıza da yol açıyor…

Felsefe korkumuzdan ötürü çok şey yitirdiğimizi söyleyebiliriz. Bir defa kendimizi tanıma yolunda “Ben kimim?” sorusunu sorup yüreklice yanıtlama becerisini kazanamadık.

……” “ Yusuf ÇOTUKSÖKEN”

……

Türkiye’de yaşanan diğer önemli bir sorun, kişilerde ve kurumlarda eleştiri kültürünün, hesaplaşma kültürünün gelişmemiş olmasıdır. Düşüncelerimizle, eylemlerimizle, tavırlarımızla, tutumlarımızla, söylediklerimizle hesaplaşmıyoruz, hesaplaşamıyoruz. Kendimizi eleştirmiyoruz, başka fikirleri sorgulamıyoruz, yeni tutum ve davranışlar geliştirmiyoruz. Kısaca felsefi düşünceden uzak bir toplumuz. Düşünmekten çekinen, felsefeden korkan bir ülkede yaşıyoruz. Bu durumun bir çok nedeni var kuşkusuz. Bu nedenleri bu yazıda tartışacak değilim fakat felsefi düşünme açısından eleştiri kültürü az gelişmiş bir toplumda felsefenin kendini sevdirmesinin ne kadar zor olduğunu göstermek açısından bu tespitin önemli olduğunu düşünmekteyim.

Bugün ülkemizde yaşanan sorunların başında bağlantılı düşünememekten kaynaklanan eleştirel bakışın yoksunluğu vardır. Bağlantılı düşünen kişi problemi görür, yani aykırılıkları görür. Bu aykırılık daha önce belirttiğim gibi yapılanlar veya olan bitenler ile değer bilgisi arasında var olan aykırılığı görmek demektir. Toplumumuzda bu kültürün gelişmemiş olması problem olmayan yerde problem görmeye, problem olan yerde onu gör(e)memeye yol açmaktadır. Bu sorunlu bakış ise eleştirinin önünü tıkamaktadır.

Problem görebilen ve belirli durumlarda yapılması gerekeni görebilen bakış, kişilerin uygun bir antrenmanla, uygun bir eğitimle çeşitli derecelerde kazanabilecekleri bir bakıştır.

…….

Düşünme eğitiminin öznitelikleri şunlardır;

  1. Soru sorma
  2. Soru sormayı hep etkin kılma, sürdürme; sürekli sorgulama
  3. Düşünme nesnesine odaklanma
  4. Tartışma
  5. Eleştirme
  6. Eleştiriyi gerekçelendirme
  7. Gerekçelendirilen benzerlikleri ve farklılıkları ortaya dökme
  8. Değerlendirme
  9. Anlama
  10. Anlamlandırma
  11. Kavramsallaştırma
  12. Yargıda bulunma
  13. Yargısını tartışmaya, eleştiriye açma,
  14. Yaratıcı olma. (ÇOTUKSÖKEN 2006)

Düşünme eğitiminin temelinde mantık olmalıdır… “

“Kurtul GÜLENÇ”

Eğer çıkar çatışmalarını bir yana bırakırsak, bugün yaşadığımız sorunların kaynağında bulunan en önemli eksiklerden biri, bağlantılı düşünememektir.”

“ Ioanna KUÇURADİ”

Yorum Yazın