Yutmi

Sana ihtiyacım var

Ekim 05 2011

Mutfakta ıvır zıvır bir şeylerle uğraşırken birden kafama bir şey takıldı… Durduk yere… Öncesinde onu tetikleyen düşünceler olmaksızın, birden bire bu üç sözcük yanyana geldi ve bir anda kafamın içini binlerce düşünceyle dolduruverdi. Bazı sözcükleri bir araya getirmek ve hatta onları dile getirmek ne kadar da zordur, hiç düşündünüz mü? “Sana ihtiyacım var”. Susadım, suya ihtiyacım var, seni görmeye ihtiyacım var, biraz huzura ihtiyacım var, yemek yemeğe ihtiyacım var, anlayış göstermene ihtiyacım var gibi değil “sana ihtiyacım var” sözü. Söylenmesi diğerleri kadar kolay değil. Ağırlığı da… Hem söyleyen, hem söylenen kişi için ağırlığı olan yanyana gelmiş üç sözcük…

Bu üç sözcüğü birlikte kullanmamak için elimizden geleni yapmaz mıyız? Üçünü yanyana kullanmak yerine imalı cümlelere, bazen hırçın eleştirilere başvurmaz mıyız? Ya da gözlerimize sığınıp, onlardan medet ummaz mıyız?

Beni artık hiç aramıyorsun” saldırısı aslında “Benim için değerlisin, senin tarafından önemsendiğimi bilmeye, seninle sohbet etmeye, birşeyler paylaşmaya ihtiyacım var” demek değil midir? Yani bir anlamda “sana ihtiyacım var”…

Ya da “gördüğüm en bencil insansın” eleştirisi, aslında “benim de ihtiyaçlarım, benim de duygularım var ve senin tarafından bunların anlaşılmasına ihtiyacım var, çünkü seni seviyorum ve senin de beni sevdiğine, düşündüğüne inanmaya ihtiyacım” var demek olamaz mı?

Marshall Rosenberg’in “Şiddetsiz İletişim” adlı kitabı geliyor aklıma. Duygularımızın ve ihtiyaçlarımızın farkında olmadığımızdan, bunları nasıl dile getireceğimizi bilmediğimizden bahsediyor Rosenberg. Kitabı okuduktan sonra bu bilinçle gözlemlemeye başladım ve ne kadar haklı olduğunu gördüm.

Kafamda düşünceler uçuşurken, tavuğun üzerinde uçuşan dumanları görmemişim anlaşılan elim yandı 🙂

Neyse, dediğim gibi sistematik düşünmüyordum aslında. Düşünceler, cümleler halinde uçuşuyorlardı. Belki bu uçuşan cümleleri sizler biryerlere oturtursunuz. Ben devam edeyim en iyisi 🙂

Sana ihtiyacım var” sözü çok büyük riskleri beraberinde taşıdığı için mi kolay söylenemez, yoksa gurur meselesi yapıldığından mı? Ya da asıl ihtiyacın tam da tanımlanmadığı bu cümleden korkulduğundan mı? Hepsinin de geçerli olduğu anlar vardır diye düşünüyorum. Ama ne olursa olsun, bir insanın her zaman ve herkese kolay kolay kuramayacağı bir cümle bu…

Tam bunları düşünürken, aklıma birden Oruç Aruoba’nın cümleleri geldi;

Kendi olarak, sana gelen-

sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-

sensiz de olabilecekken, seninle olmayı seçen-

kendi olmasını seninle olmaya bağlayan–

O,işte…

Ben bu ifadeyi hep çok sevmişimdir; “sana gereksinimi olmadan, seni isteyen”… Bu cümle o kadar çok şey anlatıyor ki.. “Sana ihtiyacım var” derken aslında geçekten söylenmek istenen ne? Sanırım bu da kişinin karakter yapısına, gücüne, sosyo-ekonomik-kültürel yapısına göre değişkenlik arz edebilir.

Sana ihtiyacım var cümlesi; sensiz ben bir hiçim demek de olabilir, sensiz bu hayatı tek başıma kaldıramıyorum da… Ya da sensiz ekonomik olarak ayakta duramam demekte… Günümüzdeki ilişkilerin çoğu bu şekilde yürümüyor mu zaten?…

Peki ya Aruoba’nın dediği gibi “sana gereksinimi olmadan, seni isteyen” deki ihtiyaç nasıl bir ihtiyaç olabilir? Sevgisine inandığı, dostluğuna güvendiği, paylaşmayı başardığı birinin yanında olma isteği mi? Ben kendim de üstesinden gelirim ama seninle birlikteyken kendimi çok daha iyi hissedeceğim demek mi? “Bu hayatta paylaşmayı başarabilen, güvenilebilecek, anlaşabildiğim insan az, sen de onlardan birisin ve birlikte çok güzel şeyler yapabiliriz onun için hayatımda kalmanı isterim” demek mi sana ihtiyacım var cümlesi? O zaman söylenen için çok değerli bir cümle haline geliverir “Sana ihtiyacım var” cümlesi… Ağırlığı olan, değeri paha biçilmez bir hal alıverir…

Siz hiç birine -içinizden veya dışınızdan- sana ihtiyacım var dediniz mi? Eğer gereksiniminiz olmadığı halde bunu söylediğiniz biri olduysa ne mutlu ona. Umarım Kıymetini bilir.

“Sana ihtiyacım var” için 9 Yorum

  1. Di Diyor ki:

    Benimki biliyor 😉

  2. basak Diyor ki:

    🙂 nazar değmesin Di’cim, ikinizi de çok seviyor ve kucaklıyorum…

  3. Murat Gümrükçüoğlu Diyor ki:

    Eline, ruhunna sağlık Başakcım. Irwin Yalom da bunu hatırladığım kadarıyla şöyle ifade etmiş: Sorulacak soru şudur: Birisini sevdiğin için mi ona ihtiyaç duyuyorsun, yoksa ona ihtiyacın olduğu için mi seviyorsun.”

    Kieslowski, “Aşk Üzerine Kısa Bir Film”de bence tam da bundan bahsediyor. Tomek, şehir hayatının yalnızlığında dürbün ile “röntgenlediği” Magda’ya aşık olur. Magda, sık sevgili değiştiren, aşkı cinsellikten ibaret gören, modern hayatın hoyratlaştırdığı güzel bir kadındır, ona ne istediğini sorar. Sevişmek mi? Birlikte gezip tozmak, eğlenmek mi ?Hayır! O halde ne? Tomek’in yanıtı “Hiçbir şey” olur. Kadın şaşırır, hiçbir şey anlamaz. Çoğumuz da anlamayız. Ama film ilerledikçe, Magda da biz de Tomek’in Magda’yı bir yarar sağlamak ya da bir şeye ihtiyacı olduğu için değil, yalnızca Magda olduğu için sevdiğini, yalnızca onu sevdiği için ona ihtiyacı olduğunu anlarız. Tomek’in yanında kaldığı yaşlı kadın da Tomek’i sever, onu kaybetmek istemez. O yüzden Magda’dan da hiç hoşlanmaz. Ama onun Tomek’e sevgisi, düşkünlüğü, onunla birlikte kalmasını istemesi, yaşlılıkla gelen ölüm ve yalnızlık korkusudur. Yaşlı kadının sevgisi farklıdır. O, Tomek’i, ona ihtiyacı olduğu için sever.

  4. basak Diyor ki:

    Murat Abi,

    Her zamanki gibi çok güzel, çok yerinde örneklerle katılmışsınız yazıya, çok teşekkür ederim.

  5. Necla Diyor ki:

    “Sana ihtiyacım var” oldukça zor telafuz edilen bir cümle, sana katılıyorum. Hem dostlarımıza, arkadaşlarımıza hem de birlikte olduğumuz sevgili, eşe, gururunu alt eden söyleyebilir:-)

    Auroba ise bana başka bir şeyden bahsediyor gibi geldi. Çıkarı olmadan, gereksinimlerini karşılamak için değil… yalnızca sevgini isteyen…

    Biri senden geliyor, diğeri karşıdan gelen cümle…

    Diğer yandan bu iki cümleyi birbirine söyleyen iki kişi hayal etmeye başladığında işler karışıyor. Galiba içten, samimi, çıkarsız söylenmezse bi anlamı yok, ikisinin de…

  6. basak Diyor ki:

    Necla Hanım size kesinlikle katılıyorum. Zaten “sana ihtiyacım var” ı söylemeyi zor kılan da; içten, samimi, çıkarsız söyleyebilmek değil mi? Bütün çıplaklığınla ve savunmasız…

  7. ibrahim şepitci Diyor ki:

    İnsan, sadece insan değil; insan sadece içinde kendisi olan bir varlık da değil. insan bazen kendisi için insanken başkası için hem insan hem madde olabiliyor ve kendisi ile beraber başkasının tanıdığı dışardan gördüğü kişiliğide taşıyor yani aslında iki kişi ve iki fonksiyon ihtiva eden bir yaratık. tanıdıkca karmaşıklaşan bir mikrocosmos. bazen bende çok düşünürüm bana kimin ” ihtiyac”ı var, benim kime ihtiyacım var, bilinen benle benim, nekadar kesişmemiz var. ihtiyaç duyduğum insanmı yoksa maddemi, ihtiyaç duyulan benmi yoksa maddemi. bazen düşünmemek lazım derim bazense içimi kemirir bu soru. bedensel ihtiyaçlar üzerine kurulmuş bu düzende bu soru bazen benimde canımı yakıyor, şüpheler içine düşüyorum, sonra diyorumki hiçbir çıkar ilişkim olmayan insanları hatırlayıp özlüyorsam, onlarda beni hatırlıyorlarsa ozaman “bana” ihtiyaç duyanlar var diyorum. inşallah hep ihtiyaç duyalım başakcım 🙂

  8. Berna Diyor ki:

    Başakcım,

    Ne güzel ifade etmişsin. Okuduklarım aklıma hemen Veysel’in dizelerini getirdi ve bence bu meseleyi en güzel ifade eden dizeler “Güzelliğin on par etmez, bu bendeki aşk olmasa”.

    Sevgi(Veysel’deki aşk) içinde besinini taşıyan bir gemi, tıpkı her insan gibi..

    Bu güzel yazılar ve renklerin hiç bitmesin “Sana İhtiyacımız Var”. İyi ki varsın.

  9. Edibe Diyor ki:

    Hepimizin akıp giden hayatları var. İnsanlar olarak türlü maddi ihtiyacımızn yanı sıra sosyal varlıklar oluşumuzun getirisi bir başkasına ihtiyaç duymamız ne kadar doğal. Hiç birimiz muhtaç değiliz hiç birimize… ama ihtiyacımız her birimize 🙂 İşte bu yüzden “Sana ihtiyacım var”.

Yorum Yazın