Yutmi

Palyaço….

Temmuz 19 2013

“rakı doldur! ” dedim, “eksilmesin! ”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim

haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz !

kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının

belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize

kim sevmezdi çiçekleri filan
“ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi

bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım

herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz

biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde

ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz

umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sessizce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun

bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!

hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu

gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte

rakı doldurun! eksilmesin

bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz

hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
“duyamadım”, derdim, “tekrar et! ”
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz

hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum

kahrol, kahrol!
diyorum

geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
“olur öyle” dedi palyaço,
“herkes alçaktır biraz”
“otur ulan! ” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz

“rakı doldur! ” dedim, “eksilmesin! ”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim


ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim

örneğin;

geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim

ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz

kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
“ben sevmezdim” dedim, “yalan”
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz

bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi

biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz

haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz

Turgut Uyar/Palyaço

“Palyaço….” için 8 Yorum

  1. Yellowrose Diyor ki:

    Siiri gorur gormez Dilaram geldi aklima, daha cok kucukken herkesin bayildigi palyacolari gorunce aglayip kacardi… Ve biz buyuduk, kirlendi dunya 🙁

  2. Necla Diyor ki:

    Zannettim ki… ve sonraki cümle “ben aslında her şeyi sonradan öğrendim”
    Palyaço imgesinin ayrı bir yeri vardı, dünyamda… Hatırlattın:-)

  3. Geçkin Gezgin Diyor ki:

    İçinde alkol olunca okuyamadım şiiri…;-))))
    Hidayete erdim ya!..

  4. Geçkin Gezgin Diyor ki:

    Şu eksilme konusuna taktım!..
    Kafam karıştı!..
    Örnek; bir etkinliği planlıyorsun uzunca bir süre. Heyecan sürekli artıyor, yani sen de artıyorsun. Sonra etkinlik doruk noktasına ulaşıp iniş başladığı anda bir eksiklik duyumsamaya başlıyorsun…
    Ama yeni bir deneyimini artı hanene yazmış durumdasın… Artmışsın…
    Bir yandan eksilirken bir yandan artmak…
    Eksilen ne?
    Artan ne?
    Yaşamın çelişkisi bu mu acaba?!?!?!……..

  5. basak Diyor ki:

    Rüştü Abi,

    ben bayılıyorum çelişkilere 🙂
    Bunun için okumayanlara tavsiye edeceğim bir kitap var;
    Georges Politzer / Felsefenin temel ilkeleri / 5.Ders / Karşıtların savaşımı

  6. servet Diyor ki:

    Bu şiiri kime yazmıştır acep?
    Peşinde üç büyük şair olan kaç kadın?
    Tomris’tir…Ama şu dizeyi ise, Edip Cansever yazmış:
    “Tomris rakıyı çok severdi, bense onu…”

    Bu da güzel bir seslendirme:
    http://www.youtube.com/watch?v=AXHFYm5WUQw

    Teşekkürler Başakcığım

  7. Erol büyükyazıcı Diyor ki:

    Böyle yazıları okuyunca içmek geliyor oturup bir güzel alamak geliyor sorada şöyle rahatca ölmek geliyor. Erol.

  8. onur Diyor ki:

    Bigün bir sinir hastalıkları uzmanına bir hasta gelir.

    – Doktor der, hastayım, hayattan zevk alamıyorum. Açlar aklıma geliyor, yemek yiyemiyorum. Çıplaklar hatırıma geliyor, onlarla birlikte üşüyorum. Her cinayette kendimi suçlu buluyorum. Her katil bıçağının kabzasını sanki benim ellerim tutmuştur. Her atılan kurşun benim kalbime saplanıyor. Bütün bu toplumun suçları benim omuzlarıma yüklenmiş. Artık gülmesini unuttum.
    Doktor, hastasını omuzundan tutar, pencerenin önüne getirir, perdeyi aralar, parmağıyla karşı duvardaki afişi gösterir. Bu afişte, bir sirk palyaçosunun reklamı vardır.

    – Azizim der, şu palyaçoyu görüyor musun? Tavsiye ederim, her gece bu palyaçonun gösterilerine git. Bütün kederini, elemini, derdini unutursun. Gülmeyi, kahkahayı öğrenirsin. Hayattan yeni baştan zevk almaya başlarsın.

    Hasta başını eğer,

    – Doktor, der, işte o palyaço benim!

    http://parsomen13.blogspot.com/2013/08/geriye-kalan-ne.html

Yorum Yazın