Mardin Müzesi’nde bir Arkeopark.
Park’ın içinde de bir ebru atölyesi.
Atölyede Bahar hanım ebru yapar,
Ebru yaptırır küçüklere, büyüklere…
Açık büfenin pasta reyonunu bulur da çökmez mi Yutmi? Sildi süpürdü bütün renkleri mideye indirdi bizimki. Ebruli şarkısını da gazoz olarak katık yaptı yanına. Ne diyelim afiyet olsun küçük beye dedik, buyurun, birlikte olsun dedi 🙂 Sayfanın devamını oku »
Son bir kaç yıldır gitmeyi istediğim Mardin biletlerimizi yaklaşık 5 ay önce almıştık. Ucuz diye 🙂 Ancak Meksika dönüşü öyle doluydum ki bir türlü Mardin için kendimi hazırlayamadım. Candan’a araba kiralamak konusunda bile yardımcı olamadım. Necla Hanım’la havaş otobüsüne bindiğimizde sanki Ulus’a gidiyormuşuz gibi hissediyordum. Taa ki Mardin havalimanına inene kadar. Sayfanın devamını oku »
Meksika’ya Mardin üzerinden gideceğiz. Biraz yol uzayacak belki ama buna değer 🙂 Dört kadın ne zaman ve nasıl karar verdik de Mardin’e gittik, orada ne cesaret araba kiraladık ve nereleri gezdik, Sayfanın devamını oku »
“yarayla alay eder yaralanmamış olan”
Sen aydınlatırsın geceyi, Onur Ünlü’nün senaryosunu yazdığı ve yönettiği abzürd bir film. Bu filmi anlatmak istedim size ama çok zor geldi. Zaman zaman yok artık dedirten, tam gülmeye başlamışken birden içinizi acıtıveren, bir çok tekniğin denendiği bu siyah beyaz film, okuyabilene çok şey söylüyor. Hele o son sahneler… Cemal’in zamanı durdurabilen kızın ellerini kesmesi ve sevdiğine kavuşabilmek için onlara sığınması. Son çare ilaçlardan medet umması ve bana “yaaa işte o öyle olmuyor, insan tek başına uçamıyor” dedirtmesi…
Eminim bu filmin kendi içinde onlarca okuması var. Ben kendime göre okudum. Ama çok uzun zaman, o son sahnenin gözümün önünden gitmeyeceği kesin. İşte film kadar etkileyici, filmde yer alan üç şarkıdan biri…
