Yutmi

Demek ki neymiş…

Mayıs 15 2014

 

Yutmoğraf’ta hep güzellikleri paylaşmayı hayal etmiştim. Güzellikleri paylaşalım ki güzellikler çoğalsın. Öyle yapmaya da gayret ediyorum. Gayret ediyorum diyorum çünkü öyle şeyler yaşıyoruz ki yok”muş” gibi yapamıyor insan. İnsanlar ölürken, öldürülürken, gazlanıp kimyasala boğulurken “yok”muş gibi yapmak mümkün mü?

Sayfanın devamını oku »

Torbalarla dağıtılan (k)ömürler…

Mayıs 13 2014

bir madenci çocuğunun yaptığı resim  Kaybettiğimiz tüm mandencilere

Çatısız bir ev gibi…

Mayıs 09 2014

Teşekkürler Serdar hocam 🙂

İki gün önce Mavi At Kafe’de yaptığım bir sunum sırasında paylaştığım bu fotoğraf ve şiir 3 yıl öncesine ait. Sevgili Serdar bunu bilmeden ve bana da hiç bir şey söylemeden bu videoyu hazırlamış. Öyle şaşırdım ve sevindim ki 🙂

Şiiri okumak isteyenler de buradan hem şiiri hem fotoğrafı görebilir;

https://www.yutmografim.com/catisiz-ev/

Youtube’u açamayanlar da buradan dinleyebilir; 

http://www.izlesene.com/video/catisiz-ev/7424005

İşin ilginci, ben de okuyunca hatırladım, bir de çatısız ev üzerine hikayemsi bir şey de yazmışım. Eh üçü birarada dursun bari  🙂  ;

https://www.yutmografim.com/kapisiz-catisiz-bir-ev-2/

Karınca Hastanesi

Mayıs 05 2014

Acı, insanları insanlıktan çıkarır. Ama bu insanlıktan çıkma, Bir canavar şeklinde de olabilir, bir ermiş şeklinde de. Ruhları ve bilinçleri sağlam olanlar, acıyla birlikte kendilerini aşarlar.”

Saat onbire geliyordu ve daha fazla geç kalmak istemiyorum. Antrede ayakkabılarımı giyerken Yasemin heyecanla içerideki odaya koştu. “Azkalsın unutuyordum, sana bir kitap vereceğim. Seveceğini düşünüyorum.” Elinde bir kitapla geldiğinde, okumayı planladığım çok kitap olduğunu, bunu hemen okuyamayacağımı söylerken, aslında kitabı almasam demeye çalışıyordum. Sayfanın devamını oku »

Ufak bir mola alır sizden hayatın yükünü…

Mayıs 03 2014

Öyle eksildik ki yaşarken,
bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz.
Yalnızlığımızla çoğalıp
kalabalıklığımızla eksiliyoruz
ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız,
ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz…”
.

                               Cahit Sıtkı Tarancı