Nietzsche’nin dediği gibi; gözleri ile işitmeli insan. Bunun için de insana, sanata, doğaya bakmayı bilmek gerek sanırım. Tabii ki herkes aynı şeyleri işitmeyecektir. Algılar, farklı birikimlere ve farklı kültürlere bağlı olarak farklı farklı şekillenecektir. Bununla birlikte gözlerini kapatırsa insan nasıl işitecek?
Hele bir de gözleri görmeyenlerin, yani görme engellilerin, zaman zaman görenlerden daha iyi işitebildiğini düşündükçe görme engeli olmayanların sağırlığı aklımın sınırlarını zorluyor.
Sabah Çıldır gölüne doğru yola çıktığımızda minibüsün camları buz tutmuştu. Gökyüzü bulutsuzdu ve güneş buz tutmuş camlar üzerinde çok güzel görüntüler çıkartıyordu. Yutmi Cunyır bunları görünce çıldırdı tabii… Yalayıp yuttu tüm camları. Ben de Cunyır’a uygun olarak modernize ettim yuttuklarını, ortaya bunlar çıktı. Sayfanın devamını oku »
Çok düşündüm daha zarif bir başlık bulabilir miyim diye… Zira bu üslup pek benim kullandığım bir üslup değil ama gerçekten de bulamadım. Bu bir yorum değil, bu bir gerçek. Üzülerek de olsa beni böyle bir başlık yazmak zorunda bırakanlar utansın…Sayfanın devamını oku »
Kars yazısına başlamadan önce havaya gireyim diye ikinci defa izlediğim “Deli deli olma” filmi beni Kars’a götürmedi, resmen ışınladı. Malakanlar beni benden aldı. Ama bu Malakanlara kafayı fena takmış durumdayım, seneye yazın gidip izlerini sürmeyi ve bir Malakan bulup, onunla tanışma istiyorum. Şimdi filmi geri sarıp, yeniden Kars yolculuğuna başlayacağım. Sayfanın devamını oku »