Yutmi

Ganj

Mart 16 2012

Seni Ganj boylarında yıkanırken görmüşler

Gözlerini yollar, saçlarını rüzgar dağıtmış

Geceyle sevişiyormuşsun…”                                Ergun Evren

Yazılarımda kronolojik sıra izlememeye karar verdim. Bugün canım nereyi hatırlamak istiyorsa orayı yazacağım. Mesela çoğu kimse Hindistan deyince Tacmahal der ama ben Tacmahal’i daha sonraya bırakacağım. Hatta belki yalnızca fotoğraflara… 🙂

Bugün Ganj nehrini yazmak istiyorum sizlere. Ganj’ı gittiğimiz hemen her bölgede zayıf bir kolu dahi olsa gördük. Ama en çok Varanasi ve Rishikesh’de yaşadık. Özellikle de Varanasi’de. Yazılarımda çok teknik ve tarihi bilgi vermeyeceğim çünkü zaten Hz.Google’da her şey yeterince geniş olarak bulunabilir. Ama yine de Ganj’ın neden Hindular için kutsal olduğunu yazmalıyım çünkü bu konuda sorular gelmeye başladı bile 🙂

Ganj, Hindularca kutsal, çünkü onlar Ganj’ı Tanrıça Ganga’nın kişileştirilmiş formu olarak kabul ediyorlarmış. Hinduların inanışlarına göre bu sudan bir yudum içmeden ölmek tamamlanmamış bir hayat sayılıyor. Zafer Abi’yi bilmiyorum ama biz 8 tamamlanmamış hayat olarak geri döndük 🙂 Değil içmek, bir yerimize değecek diye ödümüz koptu, nedenini anlatacağım. Yalnız şunu da söylemeliyim; Ganj her yerde aynı değil. Mesela Varanasi’de resmen çamur gibi ve daha durgun görünürken, Rishikesh’de daha temiz ve akışkan. Varanasi’de kayığa binince kürek çekmek zorundasınız Rishikesh’de rafting yapabiliyorsunuz. Bilmem anlatabildim mi? 🙂 E dolayısıyla biz de Varanasi’de aman ha derken, Rishikesh’de sıvadık paçaları, Ganj’ın buz gibi sularında ayaklarımızı serinlettik. Belki kutsanmışızdır da bu arada :)…

Fotoğraflarda da görüyorsunuz. İnsanlar Ganj’da yıkanıyorlar, dişlerini fırçalıyorlar. Ama aynı zamanda bu nehrin sularına yaktıkları ölülerinin küllerini de döküyorlar. Yakmadıklarını da sarıp, taş bağlayıp nehre atıyorlar. Ben bir sabah, Ganj’da yıkınan kadınların yüz metre ötesinde ölmüş, şişmiş bir köpeği su üzerinde yüzerken gördüm. Diyorum ya görüntüler inanılmaz… Bambaşka bir kültür, bambaşka bir dünya…

Ganj’da yapılan bir diğer etkinlik de törenler. Bu törenlere Arti Törenleri diyorlar. Günbatımında ve doğumunda her gün tekrarlanan bu törenler Tanrıça Ganga’ya saygılarını sunmak için.

Törenlerde bol bol çiçek ve mum var. Çiçek sepetçiklerinin içindeki mumları yakarak nehre bırakıyorlar. Dilek diliyor, adak adıyorlar. Gece çok görkemli geçen törenler, gün doğumunda daha küçük boyutta, sembolik olarak tekrar ediyor.

Varanasi’yi kıyıdan gezmek yetmiyor bence bir de tekneyle açılıp nehirden bakmak gerek. Bunu bizim ekipte bir tek ben yapabildim. Çünkü bunun için sabah erken kalmak gerekiyor. Türkiye ile Hindistan arasında 3.5 saat fark olduğu için kimse o saatte uyanmayı başaramadı. Ben ise hemen her gün Türkiye saati ile sabah saat 2:30’da ayaktaydım. Onun için Taşkın Abi bloga yazdığı yorumda buna değinmeden geçememiş olsa gerek 🙂

Varanasi gördüğüm şehirler içerisinde en renklisi. Nasıl anlatsam… Yine dalıştan örnek vermek istiyorum; akıntılı bölgelerde, özellikle yurt dışı dalışlarında, balık çeşidi çok ve renkler sonsuzdur. Biz çoğu zaman öyle yerlerde kendimizi kayaya kanca ile asar, önümüzden gelip geçen rengarenk bakıları izlemeye koyuluruz. Fotoğraf çekenlerimiz de fotoğraflarını çekerler. Yani olduğumuz yerden kıpırdamamıza bile gerek kalmaz. Ya da son gittiğimiz Kızıldeniz dalışındaki Lagoon… Her yönde farklı renkler ve güzelliklerle doluydu… Varanasi de öyle bir yer. Önünden geçen her insan başka bir renk başka bir cins 🙂

Varanasi’de bu kadar çok fotoğraf çekebilmemin, sabah erken kalkıp Ganj’a bu kadar kolay inebilmemin ve gönlümce dolaşabilmemin nedeni de kaldığımız oteldi. Otelimiz Ganj’ın kenarındaydı ve bu çok büyük bir avantaj 🙂 Özellikle bu otel için Zafer Abi’ye teşekkür ederim.

Ve tabii Sadular… Sadulardan bahsetmeden olmaz… Göz bebeklerine bir kaç saniyeden fazla bakamadığım, yarı çıplak, saçı sakalına karışmış amcalar… Biraz daha girişken ve dillerini konuşuyor olabilseydim biriyle uzun uzun sohbet etmeyi çok isterdim. Neden bilmiyorum ama bunu gerçekten isterdim. Hani Hindistan’da yapamayıp da içinde kalan bir şey oldu mu diye soracak olursanız; fotoğraflarda bana gözleriyle sıcacık bakan Sadu’larla sohbet edememiş olmaktır derim.


“Ganj” için 13 Yorum

  1. Zehra Diyor ki:

    Jai Gange! Aaahh Varanasi’yi tekrar yaşamış gibi oldum… İnsanın bildiği tüm standartları alt üst eden, temizlik-kirlilik anlayışında bambaşka bir pencere açan, yaşam-ölüm kavramlarını sorgulatan yer.. Ben zıtlıkların bu kadar iç içe olduğu başka bir yer görmedim sanırım. Bir yanda cansız bedenlerin yakıldığı, bir kaç metre ötesinde ise Ganj içinde birilerinin süzgeçlerle toprağı eleyip ölülerden kalan altın diş, yüzük vs. gibi değerli taşları aradığı, yaşam-ölüm döngüsünün farklı farklı şekillerde tezahür ettiği, bir yandan mistik , bir yandan turistik bir havaya sahip, sınıflandıramadığım bir şehir 🙂 Pazar içindeki yoğurtçudan şekerli yoğurt yediniz mi? Nasıl enfes bir şeydi o öyle! 🙂

  2. Savaş TOYATA Diyor ki:

    ööleee bir seyahate gittin ki.. gitmişlerin anılarını depreştirerek, kendi anılarınla bambaşka anılar yarattın..
    ARap-Asya-İngiliz kültürünün karıştığı bu ülkeleri gerçekten çok seviyorum.. şehirleri bile insana çok şeyler anlatıyor..
    Ganj için tek yorumum var, bildiğimiz yaşam tarzının bittiği yer ! :))

  3. basak Diyor ki:

    Sevgili Savaş,

    Ganj için; bildiğimiz yaşam tarzının bittiği yer demişsin. Gerçekten çok doğru ve çok güzel bir ifade 🙂

  4. Sema Kesen Diyor ki:

    Ganj’da yikananlarin oldugu fotografta dikkatime cekti slip kulot’la yikanan adam. Okudugum bir kitapta kadin ya da erkek ciplakligin toplum tarafindan hakaret sayildigini, ciplak olan icin buyuk bir utanc oldugunu okumustum. Kari koca iliskilerinde bile ciplaklik yasakti. Kitapta, yikanmak icin bile insanlarin uzun pacali camasir giydigi yaziyordu.

  5. senem Diyor ki:

    Başak’çım çok güzel fotoğraflar. Kırmızı ve sarının sıcaklığı vuruyor insanın yüzüne. Güneşin renkleri! Sonra insanların gözleri, onca rengin, süsün içinde olmuş ve olacak her şeyi kabullenmiş olarak sabırla bakıyorlar…
    Merakla diğer fotoğrafları ve yazacaklarını bekliyorum.
    Sevgiler.

  6. Oguzhan Diyor ki:

    Oylece fotograflara baka kaldim.

  7. Geçkin Gezgin Diyor ki:

    Evet, işte şimdi kıskandım… Tembellik etmeyip (aslında başka nedenler de vardı ya… Belki bir gün olur dile gelirler!..) gündoğumlarında sana eşlik etmem şartmış…
    Işık muhteşem…
    Gören gözlere zaten söz yok…
    Ganga’yı bir gün Nepal’de yakalamaya çalışacağım, hatta o uyanmadan önce ;-)))

  8. Kutluk Alp Diyor ki:

    Başakcım, güzel bir gezi olmuş gibi görünmekle birlikte, sağ, salim ve en önemlisi sağlıklı olarak döndüğüne sevindim. Sevgiler…

  9. Necla Diyor ki:

    Güneşi böyle karşılamak bir yana, burası bambaşka bir dünya… kutsallığı hissettim…
    Ellerine sağlık:-)

  10. gokhan kocak Diyor ki:

    Guzel anlatmissin Basak, fotograflar da ayrica pek gozeller…sagolasin../gk

  11. Şirin Diyor ki:

    🙂 Başakcım, Ganj’la ilgili yazdıkların, fotoğrafların ve Hindistan’da kadın fotoğrafların bana çok etkilendiğim “Su” filmini hatırlattı. Bizim için inanılmaz da gelse Ganj onların tüm sıkıntılarını, kirlerini atıp her yönden temizlenmelerini ve arınmalarını sağlayan nehir… Bu insanların bu inanca da ihtiyaçları var diye düşünüyorum.
    Ganj’ın suyundan içe içe onların bedenlerinin bir parçası haline geldiği ve zaten onların zihninde temiz olduğu için mikroplardan etkilenmiyorlardır.
    Yutmografının yuttuğu bu güzel görüntüler ve izlenimlerini paylaştığın için sonsuz teşekkürler:)

    Sevgiler

  12. ibrahim Diyor ki:

    öncelikle hoş geldin başak, çok mikrop kapmadan veya kafayı oraya takıp bizleri terketmediğin için şükürler olsun:) bu ilginç ülkeyi gezme fırsatı bulduğun için çok şanslısın tabi tahmin ediyorum iyi bir ekiple beraber de bunu yaptığın için ayrıca şanslısın. belgesellerde hiçbir zaman kaçırmadığım görseliyle, inançlarıyla, müziğiyle şahsen benim bir erkek olarak gezmeye çekindiğim bir ülkeyi gezme cesareti göstermende ayrıca bir tebrik konusu. hayat şartları ve hayata bakış açısı sanırım 180 derece farklı bizimle, bizlerin kirlenmekten korktuğu bir nehirde onlar temizlendiklerini düşünüyorlar çok enteresan. inşallah yanyana gelip daha detaylı görüşürüz başakcım, ayaklarına sağlık 🙂

  13. aysun Diyor ki:

    Başakcım fotoğrafların öylesine çok şey anlatıyor ki yazılar da sanki doğruluyor fotoğrafları. Gerçekten bunun usta fotoğrafçı olmanla, ışıkla filan ilgisi yok bana kalırsa. Senin bakışın hepsi. Teşekkürler paylaştığın için

Yorum Yazın