Yutmi

Archive for the ‘Sinema’ Category

YERALTI

Salı, Mayıs 1st, 2012

Son zamanlarda izlediğim iyi filmlerden biri “Yeraltı”. Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” adlı romanından günümüze uyarlanmış. Belki de esinlenilmiş demek mi daha doğru acaba? Ne dersin Berna ne desek ki? 🙂 Bu filmi izlerken üzerine çok tartışılabilecek bir film olarak da bulabilirsiniz veya bir arkadaşımın dediği gibi “nesini tartışayım, zaten yeratı adamı benim; dürüstsen yalnızsındır” da diyebilirsiniz. Ya da filmdeki gibi bir masa da siz kurabilirsiniz… Belki de Apartman görevlisi kadın gibi yaklaşıp, işinize gelecek ortamı koruyabilmek adına bir zamanlar size destek olmuş insanları satabilirsiniz… (daha&helliip;)

Elbet bir gün çıkarlar saklandıkları yerlerden… İki film, bir roman.

Pazartesi, Kasım 28th, 2011

Ne zaman bir yol ayrımı çıksa karşısına, cesaret isteyeni seçmeye gayret etmiş. Sonuç bazen iyi olmuş, bazen kötü. Ama cesareti seçtikçe kendini iyi hissetmiş.

Pazar günü yürüyüşüne gitmedim bu hafta. Onu bunu baha ettim kendime… İyi …. ettim. Elimde aylardır sürünen kitapla baş başa kaldım. Rafa kaldıramadığım, iki ayda bir “ay yine bitiremedim” dediğim şu kitap… Gökhan’ın 85 derecelik tepelerini aratacak bir kitap… En sonunda bitti. (daha&helliip;)

Çöplük

Cumartesi, Temmuz 16th, 2011

Niyetim yeni aldığım şiir kitabını okumaktı. Yemek için bir şeyler sipariş etmiştim ve gelmek üzereydi. Yemek yerken televizyon izlemek istedim ve elimdeki kitabı bırakıp, televizyonun kumandasına sarıldım. Rastgele bir kanala bastım, NTV çıktı. Yetmiş yaşlarında olduğunu sandığım bir adam, heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyordu. Seslendirme yapıldığına göre adam yabancı olmalıydı. Üzerindeki giysilerden ve konuşmasından gelir düzeyinin düşük olduğu anlaşılıyordu. Yüzünün esmerliği ve yıpranmışlığı dışarıda çalıştığının ip uçlarını veriyordu. Belki de bir çiftçiydi. Ama adamı dinlemeye devam edince çöpçü olduğunu anladım. (daha&helliip;)

Siyah Kuğu , Wilhelm Reich ve Tavla Zarı

Çarşamba, Şubat 2nd, 2011

Dün günlerden salıydı. Yani sinema günümüz. Salı günleri birkaç arkadaş toplanıp birlikte film izliyoruz. Filmlerin seçimi ve temininde Senem ve Murat Abi’nin payı büyük. İyi ki de büyük.  Zira onların sayesinde çok güzel, çok kaliteli filimler izleme ve üzerine konuşabilme şansımız oluyor. Her ne kadar dün akşam Dere Tepe ailesi fire verdiyse de, sevgili Senem, biz filmsiz kalmayalım diye, gelemese de filmleri bize iletti. İki filimden biri olan “Siyah Kuğ” yu seçtik izlemek için.

Filmin baş rol oyuncusu olan sanatçı, aynı zamanda kuğu gölü balesinin de baş balerini olarak seçilmiştir. Ancak  siyah kuğuyu yönetmenin istediği gibi sergileyebilmesi için kendini, hapsettiği bedeninden ve korkullarından sıyırıp kurtarması gerekmektedir.  Bir taraftan sanatına duyduğu aşk, diğer taraftan baskı altında geçmiş bir çocukluk, kendini affedememiş bir anneyle sağlıksız yürüyen bir anne-kız ilişkisi,   (daha&helliip;)