Yutmi

Archive for the ‘Gezi’ Category

Nerden başlasam, nasıl anlatsam… Hindistan.II.

Çarşamba, Mart 14th, 2012

Dün bütün gün fotoğraf indirmek, ayıklamak ve sınıflamakla geçti… Ne kadar çok fotoğraf çekmişim… Küba’da da çok çekmiştim ama onda ayıklamak, yayınlayacaklarımı aza indirmek kolay oldu. Ama Hindistan öyle değil, görsel açıdan çok zengin. Bir türlü kıyıp da eleyemedim Yutmoğraf’ımın yuttuklarını. Bizimkinin damak zevki de gittikçe daha mı gelişiyor nedir 🙂 Yazılarımı nasıl yazsam dedim, fotoğrafları kategorize ettim yazıları da mı etsem dedim. Dedim, dedim ama işin içinden çıkamadım. En iyisi mi günlüğümü alayım önüme, başlayayım yazmaya. Artık yüreğim nereye götürürse 🙂

Not: Yazıdan çok fotoğrafları merak edenler, yazıların sonundaki foto galerileri kaçırmasınlar derim . Bir de özellikle bu bölümdeki fotoğrafların altındaki notları atlamamanızı öneririm. (daha&helliip;)

Namaste Hindistan .I.

Salı, Mart 13th, 2012

  (daha&helliip;)

Hindistan’a Yolculuk .I.

Cuma, Şubat 17th, 2012

 

Savaş ilmi, bir kişiyi basitçe saf diktatörlüğe yöneltir. Şiddet karşıtlığının ilmi ise saf demokrasiye ulaştırır… Sevgiden kaynaklanan güç, cezalandırılma korkusundan kaynaklanandan binlerce kat daha etkili ve kalıcıdır…

                                                                                                   Gandhi

Hayranı olduğum, Hindistan ve Hindistan bağımsızlık hareketinin siyasi ve ruhan lideri, satyagraha* felsefesinin uygulayıcısı Mahatma (Yüce Ruh) Gandhi’nin ülkesine gidiyorum. (daha&helliip;)

Çanlıdere ve Yutmoğraf’ın Aşkı

Pazartesi, Ekim 24th, 2011

Dostlarımla geçirdiğim bir güzel cumartesi gecesi sabahın erken saatlerine kadar uzamıştı. Doğa yürüyüşüne gitmek için telefonumun alarmını 6:30’a kurup yattığımda, saat 3:30’u bulmuştu. Normal şartlarda, böyle bir gecenin ardından, sabahın erken saatinde uyanıp bütün bir gün sürecek dağ tepe yürüyüşüne gitmek, bir çok kişi için zahmetli ve keyifsiz görünebilir. Ancak (daha&helliip;)

Yedigöller’de Beş Silahşörler

Pazar, Ekim 16th, 2011

Eve döndüğümde ilk iş kendimi sıcak bir duşun altına sokmak oldu. Duş teknesinin deliğinden; iki günün yorgunluğunu, şömine ateşinin bütün bir gece usuldan usula saçlarıma işleyen dumanını, mangalın isini, bir de gezinin sonlarına doğru yediğim soğuğu akıttıktan sonra bilgisayarımın başına geçtim. Fotoğrafların Yutmoğraf’dan bilgisayarıma aktarılmasını beklerken ben de iki günlük Yedigöller maceramızı yazmaya başladım. (daha&helliip;)