“Abla dışının isini pasını niye çekiyorsun bak içini pırıl pırıl yaptım onu niye çekmiyorsun?”. Kafamı kaldırıp baktığımda yüzü ve elleri is içinde kalmış orta yaşlı bir kalaycı, soran ve biraz da şaşkın gözlerle bana bakıyordu. “Bir süredir seni izliyorum, şiştim vallahi, ne görüyorsun orada?” Sayfanın devamını oku »
Çocukluğumdan beri denizin içindeki rengarenk taşlara hayranımdır. Ama ne zaman içlerinden birini seçip alsam, kuruduğunda sanki bir büyü bozulmuşcasına o güzelim renkler solar, geride belli belirsiz bir desen kalır. O güzelliği yeniden görmek için yeniden ıslatmanız ya da cila sürmeniz gerekir. Sayfanın devamını oku »
Yolgeçen Han’ı, Çankaya’nın çok da işlek olmayan bir sokağında, bir apartmanın altında, betonarme duvarları, oldukça büyük bir camı olan küçük bir mekan. Eskiden bakkal dükkanıymış. Evet ben Han’ımızı buraya, bu beton kutunun içine kurdum kurmasına ama benim hayal ettiğim Yolgeçen Hanı, şu yanda gördüğünüz fotoğraftaki Han’dı ve biliyor musunuz, artık o hayalim gerçek oldu. Evet tabii ki içine giremem… şimdilik… ama size onun hikayesini anlatabilirim 😉Sayfanın devamını oku »
Aklın kafalarda, sevginin yüreklerde insanlığa yakışır bir biçimde çoğalması dileğiyle… Güzel bir yıl olsun !
insan değil de ağaç olsam
dallarımın arasından rüzgar esse
yapraklarım, çiçeklerim meyvelerim olsa !
mevsimleri yaşasam…
köklerimle toprağın derinliklerine sarılsam.
…
kuşlar konsa dallarıma, yuva bile yapsalar…
böcekler, karıncalar yollansalar içime…
çürütseler oralarımı,
ballarım, sakızlarım olsa
gövdeme bir insan yaslanıp uyusa…
ben bunları hiç bilmesem, sadece ağaç olsam” ……………………………………………………….Erkan Oğur