Yutmi

KA / Bitmeyen Atölye

Haziran 22 2015

Bir insan hem tavşan hem cheshire kedisi olabilir mi? Neden olmasın ki? Ben öyle biriyle tanıştım. Orhan Cem Çetin.

Alis Harikalar Diyarında’yı okuyanlar ve benim “Bir Tavşanın Peşinde” yazı dizini takip edenler ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklar. KA gerçekten benim için içinde tavşanların, şapkacıların ve cheshire kedilerinin olduğu bir harikalar diyarı. Zaman zaman çok şaşırdığım, zaman zaman konuştukları dili anlayamadığım ama sürekli bir şeyler keşfettiğim bir yer. Beni peşinden koşturup bu delikten içeri düşmeme sebep olan Fazlı’ya ve bana o tavşanı gösteren Reyhan’a teşekkür ederim.

Bitmeyen atölye, KA’nın bünyesinde yer ve bir çeşit, fotoğraf projeleri geliştirme atölyesi. Bu diyarın tavşanı ve cheshire kedisi de (bence) Orhan Cem Çetin. Benim bu atölyeye üçüncü katılışım ve sanırım daha uzun süre de bu tavşanın peşinde koşmaya, bu kediyi izlemeye devam edeceğim. Bu atölyedeki çalışmalarımızı biraz da Alis’deki çay partisine benzetiyorum :)))) Sanki Orhan Cem Çetin, masadaki şapkacının söylediği şarkıyı söylüyor ;

Parla, parla küçük yarasa!

Nelerle meşgulsün acaba?

Bizler de tıpkı o masadaki fındık faresinin masalını anlattığı gibi yaptığımız projeleri anlatıyoruz. Orhan Cem Çetin de bir cheshire kedisi edasıyla soruyor bize;

İyi de biz niye ilgilenelim ki bunlarla?”

Farkında mısınız bilmem, Alice Harikalar Diyarı ile bu atölye çalışmaları gittikçe bir paralellik kazanmaya başladı benim kafamda. Üstelik tam da “aklımın keçileri”ne uygun bir hal aldı. Bu atölyenin en sevdiğim yanı, bana değişik görme ve düşünme biçimleri kazandırması. Ben bir şeyleri fotoğraflıyorum. Şimdiye kadar bana hoş, estetik görünen şeyleri fotoğrafladım hep. Ama bu atölyede başka bir şeyin peşine düştüm. Duygu ve düşüncelerimi fotoğrafla nasıl ifade ederim? Ama bunu var olan hazır fotoğraflarla yapmayı söylemiyorum. Onu zaten yapıyorum -ya da yaptığımı sanıyorum 🙂 -. Ama burada içimdeki duygu ve düşünceden yola çıkarak fotoğraf çekme halinden bahşediyorum. Bu benim için çok yeni. Kelimelerle bunu yapmak o kadar zor değil ama fotoğrafa dökmek, benim için çok yeni. Yutmi mi? Ne yapsın, önce benim olanları anlayıp, sonra ona anlatmamı bekliyor. Hele ben bir ona anlatabilsem, o da yutmaya başlayacak ama şimdilik ne yutacağını bile bilemiyor ki garibim :))))

Tüm bunları yazarken aklıma Alice ile Humpty Dumpty’nin konuşması geldi. Bununla ilgili olarak Alice harikalar diyarının çözümlemesi ile ilgili okuduğum bir alıntıyı paylaşmak istiyorum;

Bir kelimenin gerçek konuşmadaki anlamı olan yan anlam, genellikle sözcük anlamı olan düz anlamdan farklıdır. Aslında ifadelerin ve bütün cümlelerin düz anlamlarından oldukça farklı yan anlamları olabilir. Aslında bence bu sadece Alice ile Humpty Dumpty arasındaki bir sorun değil, tüm insan ilişkilerinin bir sorunu :)) Bir daha düşünün, gerekirse bir daha okuyun bu satırları bence, sizce de öyle değil mi?

Fotoğrafla bunun arasında da büyük bir bağ buluyorum ben. Size Alice ile Humpty Dumpty arasında geçen bir diyaloğu aktaracağım, gerisine siz karar verin 🙂 ;

Humpty Dumpty; “Bir kelimeyi kullandığım zaman, ben neyi istersem onu ifade eder, ne fazlasını be azını” dedi.

Alice; “O zaman sorun, kelimelerin farklı anlamalara gelmesini sağlayıp sağlayamayacağın” dedi.

Humpty Dumpty; “Sorun, kimin kelimeye hükmedeceği” diye cevap verdi.

Neyse bu böyle uzaaar gider. Ben biraz da Orhan Cem Çetin’den (OCÇ) ve atölyeden bahsetmek istiyorum. OCÇ, iki ayda bir İstanbul’dan bu atölye için geliyor. Bizler de kendi fotoğraf çalışmalarımızı -projelendirmek istediğimiz çalışalar bunlar- ve/veya düşüncelerimizi getiriyoruz atölyeye. OCÇ, bir fotoğraf sanatçısı ve üniversitede bir hoca olmasının yanı sıra -ki benim ilgimi çeken en önemli özelliklerinden bir diğeri de bu- aynı zamanda psikoloji eğitimi almış olması. Hayata, insana ve fotoğrafa bakış açısı, kalıpların çok dışında biri. Besleyen ama aynı zamanda her birimizden de beslenebilen bir birikimi ve algı açıklığı var gibi geliyor bana. Paylaştıkları ilginç ve çok heyecan verici. Son atölyede Martin Klimas adında bir fotoğrafçının çalışmalarını paylaştı bizlerle muhteşemdi…Bir kaç tanesini görmek ister misiniz?

Hatta daha da fazla görmek isterseniz;

http://www.martin-klimas.de/de/index.html

OCÇ ile ilgi daha fazla bilgi edinmek isteyen arkadaşlar için onun bir kitap ön yazısını;

Daha da fazla bilgi edinmek isteyenler için web sayfasını gönderiyorum;

https://orhancemcetin.wordpress.com/2015/05/27/ucmak-flying/

Bu atölyedeki sohbetlerden ve paylaşımlarından tadımlık bir tabak hazırladım size. Afiyet olsun. Hatta buyurun, birlikte olsun… 😉

“KA / Bitmeyen Atölye” için 11 Yorum

  1. Saniye Özsan Diyor ki:

    Humpty dumpty sat on a wall
    Humpty dumpty had a great fall
    All the king’s horses and all the king’s men
    Can’t put humpty together again.
    Yazını okuyunca ve fotoğrafı görünce ben de 43 yıl öncesine gittim. Alice in Wonderland kitabını okuyup bu şarkıyı öğrenmiştik.

  2. Aslı Diyor ki:

    Bu yazıyı okuyanın bu atölyeye gelesi tutacak, sonra belki birşeyler üretesi bile tutabilir, kim bilir?

  3. Necla Aytuna Diyor ki:

    Ne güzel atölyeler bunlar! Besleyen, düşünceleri sıçratan:-) Teşekkürler paylaşıma… Heyecanla okudum, izledim…

  4. Banu Yagmurlu Diyor ki:

    OCÇ’i cheshire kedisine benzetmene bayildim. Benzetmen fiziksel degil farkindayim ama pekcok cizimde o kedinin kocaman mavi yesil gozleri vardir biliyosun :))

  5. Geçkin Gezgin Diyor ki:

    Ne zor işlere girişmişsin!..
    Belki de budur, evet budur, insanı geliştiren ileriye, daha da ileriye taşıyan…
    Kim bilir?..;-)))
    Kafam karışık!..
    İşte öyle…

  6. Fazlı Öztürk Diyor ki:

    Yazdıklarını okuyunca bütün atölyelere katılsa da böyle tatlı tatlı anlatsa dedim :p

    Fikrin ortaya çıkışından bu yana neler değişti değil mi? Yazdıklarında gidilecek olan yerden çok yolculuktan aldığın zevki hissetmek; ne güzel… Sonunu (belki de hiçbir zaman bir son olmaz) merakla bekliyorum…

  7. çekirgenin hocası Diyor ki:

    “Görmek, aynı zamanda bir niyet işidir; bir kendini aşma işi; bu nedenle göz, bazen ”bizden habersiz” ya da ”bize rağmen” seçer; insanın kendi içiyle yaptığı sözleşmenin bir parçasıdır gördükleri, görmek istedikleri, görmeyi reddettikleri… Yaşadığımız kadar seyrederiz. Yaşadığımız neyse, seyrettiğimiz de o kadardır.” Murathan Mungan

    Çok beğendim, sağol :)))

  8. Reyhan Diyor ki:

    Başakcığım kıskançlıkla, bilenerek hatta dolup taşarak izliyorum. Birgün, birgün mutlaka sızacağım aranıza…
    Şaka bir yana büyük bir keyif ve mutlulukla izliyorum.

    Çok sevgiler, selamlar.

  9. Ayfer Toğulga Diyor ki:

    Başakcım kendini geliştirirken; yazılarınla, paylaşımlarınla beni de geliştiriyorsun… Ne çok şey öğreniyorum senden… Keyifle takip ediyorum. Teşekkürler …

  10. gülden Diyor ki:

    ne güzel yazmışsın gene canım arkadaşım
    güne böyle iyiy duyumsayarak başlamak ne mutluluk

  11. Pınar Diyor ki:

    ”Duygu ve düşüncelerimi fotoğrafla nasıl ifade ederim?Ama bunu var olan hazır fotoğraflarla yapmayı söylemiyorum. Onu zaten yapıyorum -ya da yaptığımı sanıyorum 🙂 -. Ama burada içimdeki duygu ve düşünceden yola çıkarak fotoğraf çekme halinden bahşediyorum.”Bu cümlelerle beni çok düşündürttün:))

Yorum Yazın