Yutmi

Son Malakanlar

Şubat 23 2017

Bir kere daha anladım ki sevgi yürek ister. Sevgiye ve iyiliğe bakabilmek, bir filmde bile olsa görüp, anlayabilmek -hele ki bu zamanda- zor iş… Zor iş bir elin yüreğine dokunmasına izin verebilmek. Canın acıması gibi değil, daha derinden, daha sarsıcı bir his bu.

Sabah ilk iş anamın ve kendimin listelerde adı var mı diye kontrol etmeye gittim. Malum cuma son gün. Niyetim, -bugünkü iş iptal olduğundan- listelerde adımızı kontrol ettikten sonra Kars fotoğraflarına yoğunlaşıp, yazı dizisine başlamaktı. Yazıya başlamadan önce -biraz da havaya girebilmek için- “Deli Deli Olma” filmini izlemeye karar verdim. Ben bu filmi daha önce izlediğimi unutmuşum. Daha doğrusu filmin adını unuttuğum için -tipik Dory hali- izlemediğimi sanmışım. Ama filmin adını google amcaya yazınca, gördüğüm ilk karede hatırladım… Yine de Kars’ı gören gözümle bir kere daha izleyeyim istedim. Malakanlar’a bu bilgim, bu gözümle bakayım, sevdalıları bir kere daha kutsayayım istedim. Kim bilir daha ne çok Mişka’lar var bu dünyada -Malakan olmasa da-… Filmi yeniden izledim ve tabii oldu olan… Şairin dediği gibi;

Sevmek

güzel meslek.

ama zor.

Can dayanıyor

dayanmasına

ama yürek

gitti gidecek.

Şimdi topla bakalım Başak Hanım kendini toplayabilirsen…

Mişka’nın o güzel insanlığı, Pobuç’un bitmeyen öfkeli sevdası, Malakanlar’ın hazin öyküsü, Şemistan’ın temiz, iyiliksever kalbi… Yer yer kahkahalarımın hıçkırıklarımla karıştığı bu film, deli deli akan bir nehirde rafting yapmak gibi. Malakanlar’ı biliyor  musunuz? Filmdeki Mişka bir Malakan. Ne yalan söyleyeyim ben bilmiyordum. Taa ki Ani Harabeleri’ne giden yolda Mehtap bize okuyana kadar. Demek ki filmi izlerken de çok merak etmemişim Malakanlar’ı. Sanırım algılarım başka şeylere açıkmış o zaman. Oysa o zaman okuyup öğrenebilirmişim. Neyse Mehtap okuduğunda ilgimi çekti ve Ankara’ya dönünce biraz daha kapsamlı okuma yaptım. O zaman Tarık Akan’ın ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu bir kere daha anladım. Çünkü dinlediklerim, üstüne okuduklarımla, filmde izlediğim Mişka örtüştü. Ama duruuuuun, belki de rol yapması bile gerekmemiştir Tarık Akan’ın oynarken. Öyle ya, o kadar çok benzer yanı var ki Malakanlar’la…

Size biraz Malakanlar’dan bahsedeceğim. Onlar hakkında öğrendiklerimden sonra, öğrendiklerimi paylaşmamak, bu güzel insanları anmadan geçmek bana yakışmaz diye düşündüm. Bir de bu filmi izleyecek olan olursa, belki daha farklı bir gözle bakar diye düşündüm. Baskılara boyun eğmeyen karakter yapılarıyla çok ilginç ve bazı yönleriyle de çok yakın geldiler bana, bakalım siz ne düşüneceksiniz. 🙂

Malakanlar ilginç bir topluluk. Adlarının anlamı, haftada en fazla iki gün süt içilebileceğini söyleyen Rus inancına karşı, her gün süt içilebileceğini savunmalarından dolayı, “moloko” yani “süt” kelimesinden geliyormuş. Molakan da “süt içen” anlamına geliyormuş. Malakanlar da Rus ama dini inançları itibarıyla Ruslardan ayrılıyorlar.

Malakanlar; dini bütün olmayı, kardeşlik ve yardımseverliğin sağladığı mutlu bir yaşam olarak tanımlıyorlar. Otoritenin haksız güç kullanmasını reddediyor, onun yerine topluluk kararlarını savunuyorlar. Evliliği rahip takdisi yerine evleneceklerin hür iradesine bırakıyorlar. Güç kullamaya ve el koymalara karşı duruyorlarmış. Dini ayinlerin şatafatlı kiliseler yerine, ağaç kütüklerinden yapılmış tek gözlü Rus köylü evi olan “İzba”larda yapılmasını savunuyorlar. Tüm barış severlerin ruhani yeterliliğe sahip olduğuna inanıyorlarmış.

Pekiiii bilin bakalım böyle düşündükleri için başlarına neler gelmiş??? Bu yüzünden 1683 yılından itibaren Rus bürokrasinin ve Rus Ortodoks kilisesinin baskılarına maruz kalmışlar. 1805 yılına gelindiğinde ise bu baskı ve zulüm en üst düzeye ulaşmış. Güneydoğu Kafkasya’ya yani Doğu Anadolu bölgesine göç etmek zorunda bırakılmışlar. NE KADAR ENTERESAN !!! 1800’lerde bahsediyoruz dikkatinizi çekerim, günümüzden değil yani…

Malakanlar Kars ve çevresinde yeni yeni köyler kurmuşlar. Tarım ve hayvancılıkta çok ileri bir topluluk olan Malakanlar, bu tecrübelerini yerel halk ile paylaşmışlar ve yoksul bölgenin kalkınmasına yardımcı olmuşlar. Halk ile birlikte peynircilik, değirmencilik, ziraatçilik, arıcılık ve hayvancılık gibi alanlarda modern teknikleri yaygınlaştırmışlar. Bugün dünyaca ünlü olan Kars gravyeri ve Malakan kaşarı da onlar sayesinde ortaya çıkmış. Sütü işlemeyi de yöre halkına Malakanlılar öğretmiş. Semaver kültürünü de Anadolu’ya onlar taşımışlar.

Savaş karşıtlığını koruyan Malakanlar, domuz eti yememeleri, gizli ibadeti benimsemeleri, kilise veya haç gibi dinsel simgeleri kullanmamaları sayesinde yerel halka itici gelmemiş ve onlar ile uyum içinde yaşamaya başlamışlar.

Paylaşımcılıkları ve barışseverlikleri ile dikkat çeken Malakanlar, asla ellerine silah almazlarmış. Kurtuluş Savaşı sırasında Milli Mücadele için savaşa çağrılan Malakanlar, inandıkları dinsel düşüncenin etkisiyle savaşa katılmak istememişler. Hatta Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir, onlar hakkında şöyle söylemiş: “Malakanlar Ruslar zamanında bile askere gitmezlermiş, kan dökmek en büyük günah imiş, harpte dahi olsa. Ben onları yalnız nakliyede kullanıyordum. Buna dahi itiraz ediyorlardı.” Savaşa çağrılmaları, bu duruma dayanamayarak ülkeyi terk etmelerine neden olmuş. Malakanlar, geride çok az bir grup bırakarak ana vatanları olan Sovyet Rusya’ya geri dönmüşler. Yani Kars’a geliş nedenleri aynı zamanda dönüş nedenleri de olmuş. Filmdeki şarkı da onların bu hallerini anlatan bir şarkı..

Malakanlar evlenme çağına gelmiş kızlarını akrabalık kurmak amacıyla Kafkasya’daki etnik boylardan bir tanesi olan Terekemeliler’e vermişler ama genç ve bekar Malakan erkekleri gelenekleri nedeniyle diğer topluluklardan kız alamıyormuş. (Araya kısa bir bilgi gireceğim; Kars’ta değişik etnik gruplar var. Ermeniler, Gürcüler, Azeriler, Kürtler gibi bir de Terekemeliler var. Ben Çıvdır Gölünde bir Terekemeli ile tanışmıştım. Belki de daha çoklardı ama ben biri ile sohbet ettim. Bir de bizi istasyondan otele getiren çocuk, Kars’ta daha çok Azerilerin ve Kürtlerin olduğunu söylemişti. Neyse fazla dağılmadan devam edelim.) Bu iki nedenden ötürü 1962 yılında son kalan 1500 kadar Malakan, evlendirdikleri kızlarını, torunları, geri dönme umuduyla Türklere emanet ettikleri evlerini, bağlarını, değirmenlerini, sıcak dostluklarını ve barış severliklerini arkalarında bırakarak Sovyet Rusya’ya geri dönmüşler.

Deli deli olma” filmini izlemediyseniz öneririm. Bu filmde de gelenekleri nedeniyle sevdalanıp da evlenemeyen bir Malakan erkeği (Mişka) ile bir kızın (Pobuç) -Türk mü onu anlamadım ama Malakan olmadığı kesin- sevda öyküsü de var. Sevdayı, sevgiyi, paylaşımı, dostluğu, dürüstlüğü anlatan bir film bu… Ama baştan söyleyeyim; sevgiden korkanlara, zırhları olanlara, aman şimdi hiç keyfimi bozamam vur patlasın çal oynasın, hayat zaten kısa diyenlere göre değil bu film. Aslında belki de en çok onlara lazım olan bu film… Ama belli mi olur, belki izlemek isterler. Ben şuracığa bırakayım da, isteyen izlesin istemeyen izlemesin.

Malakonlarla ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyen olursa;

http://www.gazetekars.com/molokanlar-ve-dukhoborlar-1–234h.htm

http://www.gazetekars.com/molokanlar-ve-dukhoborlar-2–235h.htm

http://www.gazetekars.com/molokanlar-ve-dukhoborlar-3–236h.htm

http://www.gazetekars.com/molokanlar-ve-dukhoborlar-4–237h.htm

Birkaç da Kars fotoğrafı koyayım ayıp olmasın diye. Kars gezisi bir sonraki yazıya kaldı artık ne yapalım. Acelemiz yok nasılsa, gideriz.

“Son Malakanlar” için 16 Yorum

  1. Oğuzhan kifci Diyor ki:

    Beyaz ve siyahın şehri gibi Kars; renkli değil belki hep kış gördüğüm içindir, insanları renkli yanlız

  2. basak Diyor ki:

    🙂 Haklısın. Benim de siyah ve beyazdan gayrı (kahve tonlarını da bu gruba katarsak) en çok gördüğümü hatırladığım renk, gökyüzü izin verdiğinde ve bir de korumak için birşeylerin üzerini örttükleri brandalardaki mavi.

  3. yasemin şenyurt Diyor ki:

    Deli Deli Olma filmini izlemek şart oldu 🙂 İlkay Akkaya’dan Sevgi Güzellik İster şarkısını dinliyorum günlerdir. Bir film izlesem, beni sarsa sarmalasa hatta yeri gelse allak bullak etse diyordum ki yazın imdadıma yetişti. Teşekkürler…

  4. Mehtap Yıldız Diyor ki:

    Başakcığım, örnek yaşamları, hayata bakış felsefeleri ile Malakanların adı bile geçse, içime aşk, sevgi, neşe, hüzün, kızgınlık, isyan, hepsi birden üşüşüveriyor… Kars’a üç kez gittim.Ilk gidişimden önce izlemiştim bu filmi, döndüm yine izledim. Sonra yine… Her seferinde beni kalpten yakaladı, perişan etti. Aşkı, sevgiyi, umudu, insanlığı birarada öyle bir güzel işlemiş ki, bittiğinde içimde tüm o güzel duygularla kafama balyoz yemis gibi hissediyorum ve sindirmesi uzun sürüyor… Oyunculara söylenecek tek kelime var; muhteşemler.

    Şimdi bir kez daha izleyeceğim. Aslında ara ara tekrar tekrar izlemekte yarar var, insanca duyguları yitirmemek için…

    Çok teşekkür ederim sana bu güzel yazı için Başakcığım…

  5. inci Diyor ki:

    Soyadımdan da görüleceği gibi 44 yıllık Göle gelini olarak Turgut Göle ( kayınpederim) rahmetli, anlatırdı, malakanları, çıldır gölünü, ilk 1973 de kısmet oldu, sonra defalarca gittik güzellikleri görmeye……
    Hayat zordu, tren iki günde, otobüs 24 saatte anca varırdı Ankaradan…
    Sen ne müthiş bir kadınsın ne güzel aydınlattın beni.

  6. basak Diyor ki:

    Mehtap’cığım paylaştığın çoğaltarak zenginleştirdiğin için ve dahi bizi oralarla buluşturduğun için esas ben teşekkür ederim. 🙂

  7. Feza Alikadıoğlu Diyor ki:

    Başakcığım eline yüreğine sağlık çok güzel olmuş..O kadar güzel bilgiler edindim ki. Deli Deli olma filmini en kısa zamanda izleyeceğim..Okuduklarımdan sonra ben de bıraktığı ilk izlenim ne oldu biliyormusun?Kalbim sızladı…Din felsefemizi niçin?neden?nasıl?öğretemiyoruz..Nasıl etkilenmiyeceksin 1683 yılın da bile inançlarına sahip çıkmış bu güzel insanlar..gizli ibadeti benimsemeleri, kilise veya haç gibi dinsel simgeleri kullanmamaları çok etkilendim…Teşşekürler….

  8. Selmin Atamer Diyor ki:

    Malakanlar hepimizi çok etkiledi ama ben böyle güzel anlatamazdım. Eline diline zihnne sağlık ….

  9. Nadir Şener Hatunoğlu Diyor ki:

    Başak hanım merhaba. Suçlu olduğumu söylemeye hakkım yok; çünkü ben tükenmişim. kızımın nasihatine uyarak, kendimi bırakmıyorum; direniyorum. Sağlığım elverdiğince, ülkemizin tapusunu bir kişinin eline vermeme savaşına katılıyorum. Gelelim senin güzel konuya: Malakanlar. 1959-1960 yıllarında, Kars-Kâzım Karabekir Öğretmen okulunda (Cılavuz Köy Enstitüsü.) görevliydim. Bizim Ersurum’da da Malakan ırkını duymuştum. Özellikle değirmencilik konusunda çok usta olduklarını büyüklerimiz söylerdi. Ben Cılavuz Öğretmen okuluna (Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu) dönüyorum. Okulumuzda, bir Malakan ustamız vardı: Pavli usta. Hidro elektrik santralımızla ve teknik kimi işlerimizle ilgilenirdi. Has insandı. Ten rengi sapsarı idi. Göz rengi -neredeyse- saydam maviydi. Bırakın filmi, daha fotoğraflara bakarken bile hüngür-hüngür ağlayasım geldi. Her din, her mezhep kutsaldır. Ne var ki kutsalımızın ticaretini yapanlar, insanları birbirine düşürmekte. Kültür ve zekâ da boyacı küpü yöntemiyle sağlanamıyor. Hoş kal, sevgiyle kal. *matematikçi, bilim uzmanı*

  10. basak Diyor ki:

    Nadir Hocam bu güzel paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Ancak size ilk defa katılmadığım bir şey yazmışsınız; “ben tükendim” demişsiniz. Ben bunu kabul etmediğim gibi kendinize yapılmış büyük bir haksızlık olarak görüyorum. Paylaştığınız yazıları okuyor ve hala yeni birşeyler öğrenebiliyorsak, ne olur beni mazur görün, size saygım sonsuz ve sizin böyle söylemeye hiç hakkınız yok. Siz bu ülkeye çok güzel değerler kazandırmış, bir çok çocuk yetiştirmiş değerli bir bilim adamısınız. Ne mutlu size ve bizlere ki bizler de sizin gibi bir değerli bir insanı tanışımız.
    Tükenmiş insanlar bir şey üretemeyen, yanızca başkalarının emekleriyle karınlarını ve ceplerini dolduranlardır. Tükenmiş insanlar, otoritenin gücü kendi çıkarları için kullananlardır, tükenmiş insanlar istediklerinlerini elde edebilmek için cana kıyanlardır. Siz paylaşımlarınızla, ürettiğiniz düşüncelerinizle, ülkemiz için verdiğiniz savaşla çevrenize değer katmaya devam ediyorsunuz. Bu en azından benim için böyle. Bir daha kendinize haksızlık edip beni de üzmeyin olur mu?
    Güzelliklerde buluşmak dileğiyle. Sevgiyle ve hoça kalın.

  11. Murat Erhan Okçu Diyor ki:

    Çok güzel bir yazı , teşekkür ederiz.

  12. Nurgök Diyor ki:

    Malakanları ben de bilmiyordum. ( Aklıma Son Mohikan geldi nedense) Çok güzellermiş. Tanıştırdığın için çok teşekkür ederim. Semaveri onlardan almışız demek. ” Deli Deli Olma” filmini izleme listesinin başına yazdım. Tarık Akan’ın güzel anısına. Sevgilerle.

  13. pınar Diyor ki:

    Sayende yeni bir çok şey öğrendim. Bu arada ilk işim filmi izlemek olucak. Çok teşekkürler

  14. Serpil Yıldız Diyor ki:

    Başak’cığım,
    içten anlatımını çok seviyorum.

    Önemli çalışmalar yaptığını düşündüğüm sosyal antropolog Çakır Ceyhan Süvari Malakanlar üzerine de bir araştırma yapmış. Hatta bir de kitap yazmış.
    Adı:
    “Malakanlar – Rus Köylü Hareketlerinden Günümüze Malakan İnancı”

    Süvari’nin Malakanlar’la ilgili bir söyleşisi de tr-sputnik news’de aşağıdaki web adresinde yayınlanmış.

    https://tr.sputniknews.com/yasam/201505271015675872/

    Belki meraklıların ilgisini çekebilir.

  15. Saniye Özsan Diyor ki:

    Başakcım, tarihimize ve Anadolu’da yaşayan halkların etnik kökenine duyduğum ilgiden dolayı Malakanları biliyordum. Filmi de 2 kez seyrettim, gerçekten güzel filmdir. Senden bir hafta önce Kars’a gittiğimde “Annem Sara ve Malakanlar” isimli bir kitabı kaldığımız otelde ve Kaz Evi lokantasında gördüm ama satışta olmadığı için alamadım. Yazarı Vedat Akçayöz, bulursam hemen okumak istiyorum. Yıllar önce, vicdani retçi olmaları benim çok ilgimi çekti. Bir de Kars Karacaören’de Ruslar tarafından 93 harbi zamanında getirilip bırakılan Almanlardan kalan tek bir aile var. Kars aksanıyla konuşan Olga teyze ve ailesi ile ilgili kısa bir video https://www.youtube.com/watch?v=NDHELA4Iea4 Yıllar önce TRT Belgesel’de bu aileyi seyretmiştim.
    Haziran’da gidip o bölgenin sonsuz yeşilliğini ve Boğatepe köyünü de gezmek lazım. Terekemeler ile ilgili
    http://terekemeler.com/ buradan da bilgi edinebilirsin.
    Fotoğraflar harika, Kars yazının devamını ve diğer fotoğrafları merakla bekliyorum.

  16. basak Diyor ki:

    Serpil’cim Saniye’cim paylaştıklarnızla zenginleştirdiniz. Çok teşekkürler.

Yorum Yazın