Yutmi

Rahibe Teresa’nın Evi (Üsküp)

Mayıs 07 2013

Nobel Barış ödülü sahibi, 1910 Üsküp doğumlu, Arnavut kökenli bir katolik olan Rahibe Teresa’nın “anı evi” ne ait fotoğrafları paylaşmak istiyorum.

600 metre karelik bu ev, mimar Vangel Bojinovski tarafından tasarlanmış. Detaylar ilginizi çekebilir. Özellikle de mimar arkadaşların.

 

 

Rahibe Teresa’yı merak edenler için;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Rahibe_Teresa

http://www.motherteresa.org/layout.html

 

“Rahibe Teresa’nın Evi (Üsküp)” için 13 Yorum

  1. gk Diyor ki:

    ellerine saglık Başak 🙂 gk

  2. Fulya uzer Başgül Diyor ki:

    harika detaylar sevgili başak teşekkürler:)

  3. Sultan KOÇ Diyor ki:

    Ellerine sağlık fotoğraflar çok güzel olmuş…

  4. Zehra Diyor ki:

    Gerçekten çok ilginç bir mimari, fotolar çok güzel…. :))

  5. Münevver K. Diyor ki:

    Ne güzel paylaşımlar, teşekkürler Başak, sen gerçekten harikasın…

  6. Necla Diyor ki:

    Çok güzelmiş, ellerinize sağlık:-)

  7. ibrahim şepitci Diyor ki:

    Rahibe Teresa, evinden anladığım kadarıyla dünya işlerinde de iyi bir yere gelmiş 🙂 eline sağlık Başak’cım.

  8. servet Diyor ki:

    Başakcığım hem mesleğini hem fotoğrafçılığını güzel değerlendirmişsin.
    Metalin soğukluğunu ışıkla hem ısıtmış, hem de çok ferah bir mekan yaratmış Vangel Bojinski. Gerçek hali kim bilir ne güzeldi?
    Teşekkürler, sevgiler.

  9. onur Diyor ki:

    rahibe teresa da toprağımmış meğersem 🙂

  10. Güliz Diyor ki:

    Bence anıtın ihtişamı, süregelen sahtekarlığı gayet güzel açıklıyor…Mother Teresa özenle yaratılmış bir medya azizesiydi. Batı medyasında yeralan haberlerin aksine, kültürlü hintliler tarafından hiç sevilmez…

    Dünyanın en zengin kilisesinin temsilcisidir; ama kanserden ölen hastalara ağrı kesici bile verilmeyen (çekilen ağrıyı isa’nın öpücüğü olduğuna inandığı için dindirmiyor çünkü bu azize teyze), sefalet içinde işletilen bir ölüm kampının sadist kraliçesidir.

    “Barış” ödülünü ise daha kimler almadı ki; Henry Kissenger, Barack Obama (başkan seçildikten 15 gün sonra) , Shimon Peres, Yitzak Rabin vs.vs…Say say bitmez…Şaka gibi…

    Christopher Hitchens’in, “Hell’s Angel: Mother Teresa” adlı belgeselini seyretmeni tavsiye ederim…You Tube da var…

    Fotograflar harika bu arada…Sadece hazır konu açılmışken , yukarıdakileri söyleyeyim dedim…Bu kadına ve bunun gibilere, özel bir gıcığım var da…:-)

    Öpüyorum ikinizi de:-)

  11. aysun Diyor ki:

    fotoğraflar harika, eline sağlık Başakcım.

  12. Zeynep Diyor ki:

    Harikalar gerçekten. Güzel ellere sağlık…

  13. Kalender KILIÇ Diyor ki:

    Sülük Dünyanın Kalküta sokaklarında
    Yoksulluğun etleri dökülür
    Asya’nın tam ortasına
    Dumanı tüterken çığlıkların
    Makedonya Üsküp’e
    Zağrep treninden siyah
    Kara acılar dumanlanır
    Teresa Ana’nın gözyaşlarına..

    Artık ayrılık vakti gelmiştir

    On sekizlik bacının
    Okyanus kadar eteği
    Hindistan’a serpilmiştir
    Ekmek getirmiştir
    Yorgan gelmiştir
    Kalküta’nın meleği..

    Siyah çığlıkların gecesinde
    Kaldırım taşları işaretlenir
    Dizi dizi ölümler sırada..
    Bir cılız beden, gözlerinde yaşlar
    Koca dünya uykuda
    Teresa ana ayakta..
    Sıraya giren ölüm bekçilerini
    Diriltmek için
    Kollarına alır kaçar
    Nirmal Hiriday’ da doktorlara
    Kafa tutar
    -ya beni öldürün
    -ya bu canları diriltin
    ölümü güldürmenin sevincidir
    az bir uykuya dalar
    sırtını Kalküta duvarlarına yaslar..
    bu can kükrer Allah’ına kadar..

    Loreta Manastırının duvarlarını
    Ölüm çöplüklerine atılan bebek çığlıkları;
    Sarsar….
    Bu sesler çır çır böceği değil ki
    Nasıl uyusun
    Teresa anam
    Var iken
    Kan çığlık acılar

    Bir birini boğazlar
    Hindular,Müslümanlar;
    4 gün içinde 5 bin ceset toplanır
    tanrılarına kurban adama yarışındalar;
    İnsan eti kıpkırmızı
    Kanalizasyonlar tıkanmış
    Kan bok’a karışmış
    Allah’ım bu ne biçim kullarınmış..
    … ….. ….

    Sandalet tıkırtıları..
    Şafağın beşi
    Teresa Ana ayakta
    Güneş uykuda
    Sevgisini üfler Kalküta sokaklarında.
    Bebekler uyanmadan… Uyanırlar
    Ölüme iki kala bile olsa
    Kucağında bu küçük canlar
    Sevgiyi tadarlar
    Tatmadıkları kadar..

    Boş vermişliğin okyanusunda
    Bir dinozor gibi uykuda İnsan

    yüreğin vatanı olmadığı gibi
    vatan yüreklerde vicdandır.
    En zayıf halimizden bilinir insanlığımız..

    Hiçbir zaman kuvvetli olamadık
    Katliamlar yapmamız haricinde..
    Barış ve insanlık adına
    Hep korkak kaldık
    Elimiz kolumuz bağlandık

    Dilsiz gökyüzünün
    Gözü gökyüzüdür
    Bilir sana cevap vereceği günü
    İster buna ilahi,
    de
    İstersen cehennem azabı
    Belalardan kurtuluruz
    Ancak,
    Teresa Ana’nın ayıplarımızı örttüğü kadar..

    Dünyanın gözleri önünde
    Birileri vardır;
    Utancımıza örtünürler
    Bir beyaz bulut gibi
    Kirliliğimiz üstüne;
    -Albert Schweıtzerler
    -eleanor Rooseveltler
    -Bob Geldoflar
    -Mahatma Gandiler
    -Teresa Analar
    İnsanlığımızı hatırlatırlar.

    Bunca acılara duyarsız kalan
    Dünya İnsanı!
    davul zurna!
    ve
    Teresa ANA
    Kalküta sokaklarında
    Ayakta..
    ve Pamuk elleri ile
    vicdanlarımızı ayağa kaldırmakta
    sonsuzluğa akıtmakta…

    (Şefkat Anaları adına…kalender,Ankara 19 mayıs)

    Kalender Kılıç

Yorum Yazın