Yutmi

İsrail’de bir kaç gün…

Aralık 06 2014

Pasaport kontrolünde, camın arkasındaki donuk bakışlı görevli soracak;

-İsrail’e ilk gelişiniz mi?

-Evet.

-Ne amaçla geliyorsunuz?

* * *

Tabii ki turistik amaçla… Üç dinin buluştuğu (bu arada gezerken gördüğüm başka dinler hariç, Bahai dini gibi örneğin), 42 kez kuşatılıp, 32 kez yıkılıp, 26 kez sahip değiştirmiş, Asurlulardan, Fatimilere, Yunanlılardan Selçuklulara, Moğollardan, Osmanlılara, İngilizlerden Filistinlilere kadar değişik egemenliklerin altına girmiş, İsa burada çarmıha gerilmiş, Museviliğin temeli Hristiyanlığın kabesi olmuş, Miraç’ın yeri olmuş, Ağlama duvarı, Mescid-i Aksa, Kubbetülsahra, Kutsal Kabir kilisesi, Via Dolarosa’sı ile mimari sanat tarihinde iz bırakmış bir ülkeye neden gelinebilir ki? Verilmesi gereken yanıt tabii ki turistik amaçla.

Ancak beni İsrail’e çeken başka şeyler de vardı. Örneğin dinle ilgili düşünceleri yüzünden Yahudi cemaatinden aforoz edilen Spinoza okumalarım ve ardından izlediğim -siyaset bilimci aynı zamanda felsefeci- Yahudi kökenli Hannah Arent’in “kötülüğün sıradanlığı” adlı filmi ile işgal altındaki Filistin topraklarında hayatı elinden alınan bir kadının hikayesini anlatan “Limon Ağacı” filmi… Tam da üste üste gelen bu okumalar ve filmler sırada Engin Ersöz’den gelen İsrail gezisi daveti benim bu gezimin nedeni oldu. Bu bir işaret olmalıydı. Bu kadar tesadüf üst üste… Ve ben bir merak yüzünden, bu denk gelimlerin nedenini merak etmem yüzünden İsrail’e gitmeye karar verdim. Bunlara bağlı olarak bir başka neden de dünyada ve insanlık tarihi üzerinde çok ciddi izler bırakmış, dünyanın en büyük soykırımını yaşamış bu Yahudi ırkını merak etmem oldu. İkinci dünya savaşı sırasında yaşadıkları soykırımı anlatan filmler bir bir aklıma geliyordu; “Schindlerin Listesi”, “Hayat Güzeldir”, “Piyanist”, “Çöküş” ve daha nice film ve belgesel… Ve böyle bu insanlık dramını yaşamış bir milletin bun gün takındığı savaşçı tutum… Filistin halkına yaşattıkları…

Kafamda milyonlarca soru… Beş günde bu soruların hangi birine yanıt bulurum? Çok zor… Peki gerçekten merak ettiğim, beni buraya çeken esas soru ne? İnsan… Çünkü artık biliyorum ki ben her yerde insanı merak ediyor, insanı arıyorum.

Gitmeden biraz kitap karıştırdım. Sağ olsun Ayhan, orada uzan zaman yaşamış ve gerçekten okuyan ve tarihe meraklı bir insan olarak bana gideceğim topraklar hakkında aydınlatıcı bilgiler verdi. Önce size bu edindiğim bilgilerin özetinin özetini yaparak gelecek yazı dizisine bir girizgah yapmak istiyorum.

Bir kere Yahudiler yalnızca İsrail’de değil, dünyanın dört bir yanında ve bir çok alanda varlar. Dünya’nın en güçlü 100 kişisinin 51’ni Yahudiler oluşturuyor. Edebiyat, tıp ve bilimsel buluşlarından dolayı bugüne kadar alınan Nobel barış ödüllerinin büyük bir kısmını Yahudilerin.

İşte size bazı isimler; Karl Marx, Albert Einstein, Ronald Hoffman, Bertold Brecht, Lev Troçki,Niels Bohr, Roald Hoffmann, Fritz Haber, Edward Teller, Leo Szilard, Mozart ve Jonas Salk, Noam Chomsky… Buliste uzar gider.

Vikipedi’den aldığım şu tablodan, Yahudilerin önce dünya üzerindeki dağılımına sonra da Filistin topraklarının  siyasi harita üzerindeki değişimine bir bakalım;

Bir haftalık gezide bunların yanıtını bulabilecek miyim? Mümkün değil… Peki ben niye gidiyorum İsrail’e?

Arkadaşlarım kitaplar verdiler bana okuyayım diye. Kimi “Zeytin Dağı”nı verdi, kimi “Kaya”yı… Kimi de Fatiha suresini verdi -ezberlemeliymişim yoksa Mescid’-i Aksa’nın olduğu yere almazlarmış beni-… Daha önce gidenler anladı ne demek istediğimi de gitmeyen ve bilmeyenler için kısa bir açıklama yapayım; Kudüs’te gideceğimiz bir bölge var; üç dinin iç içe geçtiği bir bölge. Altta planını koydum daha iyi anlatabilmek için.

Harita yampirik duruyor çünkü alttaki fotoğrafla uysun diye  🙂

 

Bu bölgedeki her yere girebiliyorsun bir tek Mescid-i Aksa ve Kubbetülsahra’ya girebilmek için Müslüman olman gerekiyor. Daha burada kafam karışıyor zaten. Mevlana’nın sözleri geliyor aklıma;

Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…

Tüm bunları düşündükçe kafam karışıyor ve pasaport memurunun suratına aptal aptal bakıp

-Bilmiyorum, ben bu ülkeye neden geldiğimi bilmiyorum dersem diye uykularım kaçıyor 🙂

Demem umarım…

Ama nasıl kafam karışmasın??? Yüz ölçümü 30.000km2 yi bile bulmayan -ki o bile bir yerde 20.770km2, bir başka yerde 27.817km2 olarak geçiyor- cadı kazanının içinde işim ne? Küçük rakamı esas alacak olursak Ankara kadar bile olmayan bir ülke… Bu küçücük toprak parçası üzerindeki itiş kakışa öyle çok şaşırıyor ve bir türlü kavrayamıyorum ki… Paylaşılamayan ne? Üç farklı dinin buluştuğu bir ülkede huzur olacağı yerden neden savaş olur? Kaldı ki beni yakından tanıyanlar dinler konusunda Spinoza ile aynı düşünceyi paylaştığımı bilirler. Kendi düşüncemi açıkça yazmıyorum çünkü niyetim bir siyasi veya dini tartışma platformu yaratmak değil. Öyle Bir şey olmasını da hiç istemem zira burası onun yeri değil. Ne diyor Spinoz “bırakın tanrıyı kendimce seveyim”. Hem belki bu sayede Spinoza’yı tanımayanlar merak edip okurlar. Yalnız Spinoza’nın “Etik”ini okumak zorlayabilir ben size daha önce de Yutmoğraf’ta yer verdiğim Irvın Yalom’un “Spinoza Problemi” adlı kitabını önereyim; https://www.yutmografim.com/ey-ozgurluk/

Önce onu okuyup bir giriş yapabilirsiniz bence 🙂

Sonuç olarak İsrail’deki cadı kazanını, dünyanın neresinde yaşanıyor olursa olsun insanın insana ettiği zulmü, tüm siyasi tarihi ve dinler tarihini okuyup yutsam, anlasam bile kavramam ve onaylamam mümkün olmayacak bunu biliyorum.

Zaten tarih dersleri tüm okul hayatı boyunca kabusum olmuştur. Zaten ezberim zayıf, hafızam berbat… Aklım sanatta, müzikte, doğada… Bir de insanı merak ettiğim için felsefe okurum zekamın yettiğince… Tarih bir nedenler zinciri. O şunu yapmış şunun için… Bu bunu yapmış bunun için. Hepsinin altında yatan da ya bir toprak parçasına sahip olmak, yada kendini var edebilecek ortamlar yaratmak. Kimi asker kullanmış bunun için kimi, dini kimi de halkı. Bununla birlikte düşünce tarihi ilgimi çeker örneğin -tamam şimdi siyasi tarihle düşünce tarihinin çok kesiştiğini söylediğinizi duyar gibi oluyorum-, ya da sanat tarihi. Önemli ve güzel işlere imza atan insanların tarihi benim de ilgimi çeker. Ama işgaller, savaşlar, katliamlar, insanların gaz odalarına doldurulmasını, işkence yapılmasını, üzerilerine gaz sıkılmasını anlayamam, bunu yapan kafaları anlamam gerçekten mümkün değil. Neyse hele bir gidelim, bakalım dönüşte neler yazacağım derken gittim ve döndüm bile. Evet bu yazıyı gitmeden önce yayınlamak üzere yazmıştım ama bana bir ses bekle dedi, ben de bekledim. Ufak tefek rötuşlarla bugüne uyarladım.

Ve evet şimdi İsrail yazı dizisi başlıyor. Merak eden varsa bekleriz. Yalnız hemen bir hatırlatma yapayım bu yazı dizisinde öyle siyasi tarih, dinler tarihi filan bulacağınızı sanmayın. Beni bilen bilir, ben gezdiğim yerleri fotoğraflar ve oradaki duygularımı paylaşırım. Hepsi bu… 🙂

Bu konuda gezide not tutan arkadaşlar oldu, eğer yazdıklarını biryerlerde paylaşırlarsa ben de buradan size onların linklerini gönderirim. Ya da daha önceden derleğim bilgiler, yazılar, daha önce gidenlerin sunumları var isteyene onları da gönderebilirim.

Hadi artık gidelim bir an önce… Zira siz bu satırları okurken, ben gezi anılarımı yazmaya başlamış olacağım  🙂

 

“İsrail’de bir kaç gün…” için 17 Yorum

  1. Yellowrose Diyor ki:

    Bekliyoruz heyecanla 🙂

  2. İnci Diyor ki:

    Harikasın Başak,
    Tam bana göre, anlatımınla heyecanla bekliyorum.

  3. Ayhan Diyor ki:

    hoşgeldin!

  4. meral cebecioğlu Diyor ki:

    bu güzel anlatımla unuttuklarımı hatırlatıyorsun…takipteyim ve seni tanıdığım için çok mutluyum.

  5. meral cebecioğlu Diyor ki:

    harika!!

  6. Gürcan Diyor ki:

    Selam Başak,

    Yazı çok hoş, devamını merakla bekliyorum.

    Derlediğin bilgiler ve linkleri alabilirsem sevinirim.

  7. onur Diyor ki:

    Fatiha’yı ezberledin yani, iyi 🙂 Bekliyoruz. Yahudi Tarihi okudum ben epey ama bir yere varılmıyor zaten. Tamam tartışma yok ama işte bugün orda zulmeden taraf onlar, garip işler. Fotoları bekliyorum. Bukleli, sakallı, kipalı amca fotoğrafları var mı 🙂

  8. Zeynep Diyor ki:

    oo bak nerelere gitmiş yine bu yutmi! iyi, döndüğüne sevindim. görüşelim.

  9. Saniye Özsan Diyor ki:

    Sadece 2. Dünya savaşında değil, yüzyıllar boyunca kıyımdan geçtikleri için mi Gazze’ye bu kadar kıyım yapıyorlar ve intikam aldıklarını sanıyorlar? Bu soruya bir cevap bulabildin mi diye sormak isterdim ama yazı dizinin amacı bu değil, biliyorum. Elbette merakla bekliyorum.

  10. Mustafa YAZICI Diyor ki:

    Hoş gelmişsin, tekrar :)))

    Öyle bir yere gitmişsin ki, dinler ve siyasete bulaşmadan bir yorum yapılacağını sanmıyorum…Yukarıdaki minicik yorumlarda bile bunu görmek mümkün…

    Bu arada, kitap okumaya karar verdiğimde kitapları nereden bulacağımı biliyorum… :)))

  11. Zafer Diyor ki:

    Çok güzel bir yazı dizisi olacak sanki! 🙂

  12. ibrahim şepitci Diyor ki:

    Enteresan ve heyecan verici bir yer filistin, eminim çok etkileneceksin. Merakla bekliyorum yorumlarını 🙂

  13. Pınar Diyor ki:

    Bu gezi de yeni yerler görmek çok keyifliydi ama bir o kadar keyifli olan Seni tanımaktı:)) Yoldan yeni geldim ve yazını okudum…diğerleri için sabırsızlanıyorum:)

  14. zehra Diyor ki:

    aa ben once diger yaziyi okumusum ilk yazi o sanarak 🙂 israildeki olaylar yuzunden aklim sendeydi acaba rahat gezebiliyorlar mi, baslarina gelen bisiy var mi diye… neyse ki sag salimen donmussunuz.:) .benim de cok merak ettigim bir yer orasi her ne kadar katliamlar, bombalamalar icimi acitsa da…ve dedigin gibi o kadar cok yahudi var ki dunya tarihine ismini yazdiran; bu insanlari merak etmekte sonuna kadar haklisin 🙂 nedir sırlari, anlayabildin mi? 😉 bakalim yazi dizisinde goruruz herhalde ..evet fatihayi okutuyorlar ben de duymustum 🙂 merakla okuyacagim selinden kacabildigim anlarda 😉 hosgeldiniiizzz…

  15. Meral Diyor ki:

    Başakcım,
    Ağlama duvarının tarihçesini merak ettim ve şunu buldum:
    http://redirect.state.sbu/?url=http://www.wisegeek.org/what-is-the-wailing-wall.htm

    Yahudiler ve müslümanlar için ayrı ayrı anlamı ve tarihi var. Yine anlatımın çok güzel…

  16. Geçkin Gezgin Diyor ki:

    Kafa karışıklığına çözüm çok basit ama senin dediğin gibi burası yeri değil…;-)))))

  17. Pinar nadirler Diyor ki:

    Daha yeni bu gezinin yazılarını okuyabildim başakçım eline sağlık

Yorum Yazın