Yutmi

İlginç Olaylar, İlginç Denkgelimleriyle Bir Küba Yolculuğu (BÖLÜM .II.)

Nisan 27 2011

Bugün 27 Nisan Çarşamba. Ve ben planlanandan tam 3 gün önce yola çıkıyorum. Bu yazı Yutmoğrafıma düştüğünde ben Küba’ya doğru yola çıkmış olacağım. Hani ilk bölümde “Daha gitmeden ilginç olaylar yaşamaya başladım bile. Bakalım bu gezi nelere gebe ?” demiştim ya, işte onun üzerine daha neler oldu neler 🙂

28 Nisanda danışmalık verdiğim firmanın belge denetimi vardı. Tarih bir ay öncesinden, yani ben Küba’ya gitmeye karar vermeden çok önce saptanmıştı. Ve yaptığım iş gereği benim için önemli bir gündü. 28 Nisanda denetim, 29 Nisanda da yolculuk… Son dakika yapılan işlere pek alışık olmadığım için, Küba gezisi netleşince denetim tarihini de 22 Nisan’a almayı başardım. İyi ki de almışım. Yoksa bugün Küba’ya gidemeyecektim 🙂

22 Nisan’a kadar her şey yolundaydı. GUANTANAMERE tur firmasına gezi ücretini de yatırmış, şirket denetimi için de son hazırlıklarımı tamamlamıştım. Denetimi de başarılı bir şekilde atlatırsak, artık kendimi Küba’ya konsantre edecek, Küba ile ilgili topladığım dokümanları, kitapları okuyarak yolculuk havasına girebilecektim. Denetimin sabahki bölümü üst yönetim ve kalite bölümü ile ilgiliydi. Yani benim ağırlıklı olarak bilgi ve destek vermem gereken bölüm… Bu bölüm öğlene kadar devam etti ve başarılı geçti. Keyfim yerindeydi 🙂 Denetçi ile öğle yemeğine gitmek üzere firmadan çıktığımızda, cep telefonumdaki iki cevapsız çağrıyı gördüm. İkisi de aynı kişiye aitti. Öğle arasını fırsat bilip aradım. Arayan GUANTANAMERE tur firmasından Blanca imiş. “Başak Hanım size üzücü bir haberim var, inanın ben de çok üzgünüm ama elimden bir şey gelmiyor” dedi, o aksanlı Türkçesi ile… Bir an neye uğradığımı şaşırdım. “Yoksa tur iptal mi oldu?” dediğimde; bana 30 Nisandaki turun iptal olduğunu, ama beni Küba’ya götürmek istediğini, kendisi ile 25 Nisan’daki turla gelmek isteyip istemediğimi soruyordu.

Duyduklarıma inanamıyordum. Zaten Banu’lar TRT’deki prosedürü tamamlayamadıkları için gelemiyorlardı, bir de şimdi benim gideceğim tarihteki turun tümden iptalinden bahsediyordu Balanca… Üstelik buna evet demem halinde, 2 gün içinde yani pazar akşamı İstanbul’a gitmem gerekecekti. Önümde bir hafta olduğunu düşündüğüm için henüz hiç bir hazırlığım yoktu ve üstelik 27 Nisan çarşamba günü diğer firma ile bir toplantım vardı. Daha da önemlisi aynı gün Annemin doğum günüydü ve onun için program yapmıştık. Kafam bir anda allak bullak oldu. Bu arada Blanca durmadan bir şeyler anlatıyordu ama artık onu duyamaz hale gelmiştim. Küba’ya gitmek için kendimi çok hazırlamıştım ve Castro hâlâ hayattayken 1 Mayısta orada olmayı çok istiyordum. Bir an ağzımdan “1 Mayısta orada olacak mıyız peki?” sorusu çıkıverdi. Blanca’nın tabii hiç merak etmeyin dediğini duyduğumda “Peki o zaman ne yapalım” deyivermişim. Yine de kendisini uygun bir zamanda tekrar arayacağımı söyleyerek telefonu kapattım.

Öğlen ne yediğimi, nasıl yediğimi bilmiyorum. Denetçiyle tek başıma yemeğe gittiğim için kendisiyle sohbet etmeye, kafamı onun anlattıklarına vermeye çalışıyordum. Yemekten sonra e-postalarına bakmak için benden biraz izin istediğinde nasıl sevindim anlatamam. Kendisini toplantı odasında bilgisayarı ile başbaşa bırakıp, kendi bilgisayarımın başına koştum ve Blanca’nın bahsettiği 25 nisan tarihli turun programına baktım. Bu tur diğerinden 3 gün daha kısaydı. Ödediğim paranın üzerinden bir indirim söz konusu olmadığı gibi, onca yolu 10 gün yerine 7 gün için gidecektim. Canım çok fena sıkıldı. Ne yapabilirdim. Gitmeyi çok istiyordum. Birden aklıma Küba Dostluk Derneği geldi. Şansımı deneyecektim. Derhal Dernekten geziyi organize eden Esin’i aradım ve durumu anlattım. Bana yardımcı olup olamayacaklarını, onların turlarına katılıp katılamayacağımı sordum. Bilet parasınındaki fiyat farkını göze alabilirsem (son dakika oluca uçaklarda fiyatlar artar malum) olabileceğini söyledi. Kabul ettim. Pazartesi salı da vizeyi halledebileceğimizi söyledi. Hemen Balanca’yı arayıp 25’indeki turu kabul edemeyeceğimi söyledim. Bunun üzerine Balanca 30’undaki tura iki kişi beklediklerini onlar gelirse turu kaldıracaklarını söyledi. Ama artık nasıl güvenebilirdim? Kararımı vermiştim, geziye Jose Marti Küba Dostlu Derneği ile gidecektim. Zaten fazla düşünmeye ve beklemeye de vaktim yoktu. Devam eden bir şirket denetiminin içindeydim ve böyle belirsizliklere ne vaktim ne tahammülüm vardı…

Denetimi nasıl geçirdiğimi bir ben bilirim. Bulduğum her fırsatta telefona sarılıp bir uçak firması ile bir Esin’le konuşuyordum. Denetim saat dörtte bitti. Neyse ki başarılı bir denetim geçirmiştik ve her şey yolundaydı. Denetçi gider gitmez bende önce uçak firmasına daha sonra da otobüs firmasına giderek bilet işlemlerimi tamamladım. Bu arada sipariş ettiğim kitaplar da gelmişti. Kitaplardan biri Küba hakkındaydı. Serkan Oral’ın “Değişimin Son Kalesi Küba” adlı kitabıydı. Eve gelip kitap kolisini açarken oldukça rahatlamıştım. Sakin kafayla düşünürken, Dernekle yapacağım gezinin 14 gün olduğunu, üstelik programa bakıldığında klasik turistik gezi turlarının aksine çok kapsamlı ve kültürel anlamda çok zengin bir tur olduğunu, Derneğin gezi bilgilendirme toplantısında gördüğüm insanların ne hoş insanlar olduğunu düşündüm. Aslında GUANTANAMERA, farkında olmadan bana iyilik yapmıştı sanırım. Her şey olumsuza değil, olumluya doğru gelişiyordu.

Bu olumlu sürprizler birbirini takip etmeye başladı. Serkan Oral’ın kitabının ekinde bir Küba DVD’si çıktı. Siparişi verirken bundan haberim olmadığı için bu sürpriz beni çok mutlu etti. Sonra pazar günü Fatoş’la hangi filmi izlesek diye digitürke bakarken “Motosiklet Günlüğü”nün oynadığını gördük. Ben o filmi izleyememiştim. Belki biliyorsunuzdur Che’nin Latin Amerika günlüğü üzerine çevrilmiş bir film “Motosiklet Günlüğü”… Tabii hemen o filmi seçtik izlemek için 🙂 Sonra akşam eve geldiğimde Annem aradı. Arkadaşlarına verdiklerini sandıkları Habana gezi rehberini bulmuşlar. Ona da çok sevindim…. Dedim ya sanki her şey olumluya doğru gelişiyordu… Tarihler benimle oyun oynuyor, evren de beni zamana karşı koruyup kolluyor ve önüme güzel sürprizler çıkartıyordu…

Bu arada Küba Dostluk Derneği de, katılımcılarına gönderdiği dokümanlardan bana da gönderdi. Artık elimde Küba hakkında oldukça fazla bilgi ama az zamanım vardı.

25 Nisan Pazartesi günü Küba elçiliğine giderek vizeye başvurduğumda bir an nefes almadığımı fak ettim. Görevli, “Sizi biraz bekleteceğiz ama vizenizi hemen verebilmek için… Bir daha buraya kadar yorulmayın.” dediğinde nasıl rahatladığımı anlatamam. Vizeyi pasaporta yapıştırmıyorlar. Olur da Amerika’ya gitmek isterseniz diye… Pasaportunuzda Küba vizesi olduğunda Amerika’ya giremiyorsunuz çünkü…

Anlayacağınız ilginç olaylar ve ilginç denkgelimlerle bir Küba yolculuğu başlıyor. Ben Küba’dayken size yutmoğrafım aracılığıyla ulaşmaya çalışırım. Başarılı olur muyum bilemiyorum ama en azından denerim 🙂 Görüşmek üzere, hoşçakalın 🙂



“İlginç Olaylar, İlginç Denkgelimleriyle Bir Küba Yolculuğu (BÖLÜM .II.)” için 8 Yorum

  1. Necla Diyor ki:

    iyi yolculuklar, her şey yolunda su gibi aksın:-)

  2. selçuk ilbaş Diyor ki:

    İyi yolculuklar,dönüşte yutmografın anlatacağı çok şey olacaktır.Merakla bekliyorum…

  3. aynur Diyor ki:

    Yolun açık olsun 🙂

  4. Mukadder Öztürk Diyor ki:

    İyi yolculuklar Başak. Küba dönüşünü ve anılarını merakla bekliyorum.
    Senin için de keyifli ve sorunsuz bir gezi olmasını diliyorum. Sevgiler…

  5. Başak İyidoğan Diyor ki:

    Başak, harika haberler bunlar, çok sevindim. Küba izlenimlerini çok merak ediyorum. Sık sık yaz, fotoğraflar çek ve yutmografına koy. Umarım bir başka sefere de beraber gideriz.

  6. ibrahim Diyor ki:

    başakcım sana hayırlı yolculuklar diliyorum, eminimki senin için çok güzel bir gezi , bizler içinde güzel bir fotoğraf ve yazı dizisi olacak 🙂

  7. Edibe Diyor ki:

    Başak’cım umarım bir birinden güzel tesadüflerin yarattığı anılar biriktirerek dönersin. Güle güle git, sağ sağlım dön. Öpücükler :))

  8. nesrin Diyor ki:

    iyi yolculuklar başakcım. kübayla ilgili sen bolca kelime yutmografında görüntü yutun ki gidemeyen bizler de keyifle bu yolculuğu dinleyelim iknizden :))

Yorum Yazın